Ekonomik krizden daha önemli olan sosyal ve siyasi krizlerin
sebeplerinin başında, Batılıların dünyaya dayattığı “düzen” ve
servetlerinin kaynağı olan sömürü vardır. Bu gerçeğe ışık tutan bir
batılı tanığın daha sözlerini aktarıyorum:
“Karşılıklı ekonomik bağımlılıklardan ötürü tüm uluslar, kimi zaman
hammaddeler ihraç ederek veya gazoz meşrûbatında uzmanlaşmış bir
çokuluslu şirketi kabûl ederek, kimi zaman aya adam yollayarak,
uzaya telekomünikasyon uyduları yerleştirerek, kıtalararası nükleer
başlıklı füzeler yaparak ve büyük teknik gelişmeleri
gerçekleştirerek -ki bunlar insanlığın en acil ihtiyaçlarını
giderecek nitelikte değildir- ama onun çok küçük bir bölümünün,
yani Batı toplumunun hayat şartlarını büyük ölçüde değişikliğe
uğratan bir durumun ortaya çıkmasına katkıda bulundular. Varlığı
teknikçi sisteme bağlı olan ve bizi hayatımızın her alanında
şartlandıran sosyo-ekonomik örgütleniş biçimi fecî bir
adâletsizliği simgelemektedir. Kendimizi öylesine bir gidişe
kaptırmışız ki, tekniğin dönüşüme uğrattığı bu dünyanın başka türlü
olabileceğini ve olması gerektiğini hayal bile
edemiyoruz.