Kur'an-ı Kerim'i, Hz. Peygamber'in (s.a.) sünnetini, sahabe,
tabiun ve mezheb imamlarının açıklama ve uygulamalarını esas alarak
tedvin edilmiş olan tefsir ve içtihad usûlü (dini anlama,
yorumlama, hayata uygulama yöntemi) vahye dayanan kaynakları
bakımından dinin onayladığı (Allah'ın ve Elçisi'nin razı olduğu)
bir usuldür. Doğru İslam anlayışının bu usul ile yapılması
zorunludur ve bu usulün dışına çıkıldığında sahih İslam'dan sapma
kaçınılamaz hale gelir.
Benim evvel ahir dediğim ve diyeceğim budur.
Eskiden yeniye bu usulden sapan, başka dinlere, düşüncelere,
kültürlere ait değerleri ve yorum yöntemlerini İslam'a uygulamaya
kalkışanlar olmuş, ama hem ortaya koydukları İslam anlayışı sahih
olmamış hem de tutunmamış, ümmetin kabulüne mazhar olmamıştır