Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

“İstişare eden pişman olmaz”

Buhârî'nin Sahih'inden: “Allah Teâlâ 'Onların (müslümanların) işi aralarında danışma ile yürür' buyuruyor (Şûrâ: 42/38). Danışma gerçeğin ortaya çıkmasından ve...

04 Mart 2016 | 253 okunma

Buhârî'nin Sahih'inden:
“Allah Teâlâ 'Onların (müslümanların) işi aralarında danışma ile yürür' buyuruyor (Şûrâ: 42/38). Danışma gerçeğin ortaya çıkmasından ve karar vermeden önce olacaktır; çünkü Allah Teâlâ, Peygamberi'ne (s.a.) hitaben 'Bir kere azmettin mi artık Allah'a güven' buyurmaktadır (Âl-i İmrân: 3/159). Allah Rasûlü (s.a.) kararını verince, insanların Allah ve Rasûlü'nün (s.a.) önüne geçmesi (kararına karşı çıkmaları) mümkün değildir. Hz. Peygamber (s.a.), Uhud savaşı öncesinde, şehirde kalıp savunma yapmak, yahut şehirden çıkıp düşmanı yolda karşılamak konusunda ashâbı ile istişarede bulundu; onlar çıkmasını uygun bulduklarını söylediler; zırhını giyip çıkmaya karar verince de, şehirde kalalım, dediler. Rasûlullah (s.a.) kararını verdikten sonra onlara eğilim göstermedi ve 'Bir peygambere, zırhını giydikten sonra -Allah aksini hükmedinceye kadar- onu çıkarıp koyması yakışmaz' buyurdu. İftirâcıların Hz. Âişe'ye attıkları yalan konusunda Ali ve Üsâme ile istişarede bulundu, onların söylediklerini dinledi; sonunda Kur'ân (ilgili âyetler) gelince farklı görüşlere aldırmadan Allah'ın emri ile hükmetti ve iftiracıları cezâlandırdı. Rasûlullah (s.a.)'den sonra gelen imamlar (başkanlar, halîfeler) de, en uygun ve kolay yolu bulmak ve uygulamak üzere güvenilir ilim sahipleri ile serbest (mübâh, ictihada açık) konularda istişarede bulunurlardı. Ancak Kitâb ve Sünnet'in açık hükmü ortaya çıkınca, tıpkı Allah Rasûlü (s.a.) gibi, onlar da hiçbir kimsenin farklı görüşüne aldırmadan onu uygulamaya koyarlardı... Genç olsun yaşlı olsun Kur'ân âlimleri (kurrâ), Hz. Ömer'in danışma meclisinin üyeleri idiler. Allah'ın hükmü ortaya çıkınca Hz. Ömer orada durur, bir milim öteye geçmezdi.” (Buhârî, İ'tisâm, 28)

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Köle ve cariye meselesi 12 Mayıs 2024 | 2.613 Okunma İslâm’da kadının değeri üzerine 05 Mayıs 2024 | 540 Okunma Niçin Diyanet 28 Nisan 2024 | 2.936 Okunma Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 309 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 558 Okunma