Anadolsun Nûh'u ve İbrâhim'i elçi olarak gönderdik, onların
soyundan gelenlere de peygamberlik ve kitap verdik. Onlardan doğru
yolu bulanlar olduğu gibi birçoğu da yoldan çıkmış kimselerdir./
Sonra onların izinden peygamberlerimizi peş peşe gönderdik.
Arkalarından Meryem oğlu Îsâ'yı da gönderdik, ona İncil'i verdik,
ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik.
Kendilerinin icat ettikleri ruhbanlığa gelince, biz onlara bunu
emretmemiştik; sırf Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için
yapmışlardı, ama buna hakkıyla riayet etmediler. Biz de içlerinden
iman edenlere mükâfatlarını verdik, ama çokları yoldan
çıkmışlardır.” (Hadîd:57/26-27)
Ruhbân rahip kelimesinin çoğuludur. Rahip sözlükte “korkan”
anlamına gelir. “Allah korkusu içine yerleşmiş ve dışına vurmuş,
kendini Allah'a kulluk etmeye hasretmiş kişi” anlamında olmak üzere
hıristiyan din adamlarına bu ad verilmiştir. Hıristiyanlık'ta
kutsal ruhbanlık sakramenti, hıristiyan tebliğinin Îsâ tarafından
havârilere devredilmesi geleneğine kadar çıkarılır. Ruhbanlık
sırrının Yeni Ahid'deki zeminine delil olarak Mesîh'in insan ve
Tanrı arasında ara bulucu konumu gösterilir. Kilisenin başı olan
Mesîh yetkilerini havârilere, havâriler de din adamlarına aktarır.
Mesîh'in temsilcisi olarak seçilen din görevlileri üç rütbe altında
toplanabilir: Piskopos, rahip (veya papaz), diyakos (papaz
yardımcısı). Bunların atanmasında belirli kural ve usuller
vardır.