Hatice Kübra Gazeteciler

Ben de Söylemezsem Olmaz

Evet, sosyal medya uzun süredir insanların, işverenlerin, kurumların ve devletlerin özel istihbarat alanı olarak kullanılıyor. Arkadaş grubundan birinin dedikodusunu yapmak için de, "nerede, hangi saatte ne yaptı, çevresi kimlerden...

25 Ocak 2018 | 6.392 okunma

Evet, sosyal medya uzun süredir insanların, işverenlerin, kurumların ve devletlerin özel istihbarat alanı olarak kullanılıyor.

Arkadaş grubundan birinin dedikodusunu yapmak için de, "nerede, hangi saatte ne yaptı, çevresi kimlerden oluşuyor, özel hayatı nasıl?" gibi pek çok soruya cevap bulabilmek için de, işe alacağınız birinin dünyasına ilişkin ipuçları elde etmek için de, devlete bağlılığını "ölçümlemek" için de oldukça elverişli malzemeler sunan bir mecra artık Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya dünyası.

"Stalker" diye bir insan türü var mesela. Sosyal medya üzerinden sürekli başkalarının hesaplarını didikleyen.

İnsanların paylaşımları üzerinden etiketlenmesi, kategorize edilmesi, işe alınması, işten çıkarılması, dışlanması, fişlenmesi, linç edilmesi falan alışıldık durumlar.

Buraya kadar yeni bir şey yok.

Yeni olan insanların "paylaşmadıkları" üzerinden artık bunların yapılıyor olması.

Geçen gün Beyaz TV'de yayınlanan Söylemezsem Olmaz programında ünlülerin sosyal medya hesapları canlı yayında tek tek stalk'lanarak kimler Afrin Operasyonuyla ilgili paylaşım yapmamış ona bakıldı.

Ünlülerin sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlar elbette haber oluyor. Özellikle toplumu ilgilendiren, duyarlılık beklentisi yüksek olaylarda ünlülerin attığı bir tweet, paylaştığı bir fotoğraf iyi ya da kötü gündem de oluyor.

Ve fakat yapılmayan paylaşım üzerinden böyle bir şeyi ilk kez gördüm.

Şimdi sözüm ne o kanala ne o programa.

Televizyon ekranına taşınan bu durum sosyal medyada yaygınlaşmaya başlayan genel bir gidişatın sadece numunesi.

Ben ortaya söyleyeceğim isteyen üstüne alınsın. Çünkü ben de bunları söylemezsem olmaz.

"Ne kadar çok görünürsen, ne kadar çok paylaşırsan o kadar varsın" mottosunun hakim olduğu bir çağda olabiliriz... Doğru.

"Neyi paylaşırsan sen aslında osun" algısının hücrelerimize kadar sirayet ettiği bir algılar dünyasında yaşıyor olabiliriz... Doğru.

"Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün" sözü artık hiçbir şey ifade etmiyor olabilir... Bu da doğru.

Fakat bir insan sadece "sanal" bir dünyada "paylaştıkları"ndan mı ibarettir?

Twitter'dan bir olayla ilgili iki tweet atmayınca o olayla ilgili düşünmediğin, üzülmediğin, sevinmediğin, öfkelenmediğin, hiçbir şekilde gündemine girmediği anlamına mı geliyor?

Sosyal medyada paylaşılmayan dua semada asılı mı kalıyor? Nedir yani?

"Vatan, millet, Sakarya..." paylaşımı yapmadığın sürece vatan sever sayılmıyor musun mesela?

Birine oturduğun yerden "hımm bunu niye paylaşmadın bakimm, demek ki sen...." diyerek parmak sallamak çok konforlu olsa gerek!

Bir kelam, bir fiil, bir duygu, bir düşünce sosyal mecradan paylaşılmadığı sürece yok mu aslında?

Görünen o ki yok!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başak Demirtaş'a yapılanı kınayan ezikler! 16 Haziran 2020 | 10.862 Okunma Fatih Altaylı'dan Cüneyt Özdemir'e ne değişti? 29 Mayıs 2020 | 10.510 Okunma Çocuklarınızın ekran bağımlılığı arttı mı? 18 Mayıs 2020 | 2.687 Okunma Sevda Noyan olayı ve muhafazakar dönüşüm! 11 Mayıs 2020 | 8.533 Okunma Dayatmacı, Baskıcı ve Faşist 29 Nisan 2020 | 5.581 Okunma