Ramazan-ı şerîfte ve başka zamanlarda, ölülere de, dua
ve istigfâr etmekle, onun için sadaka vermekle yardım etmek,
imdâtlarına yetişmek lâzımdır.
Ramazan Sohbetleri
-3-
İnsan, bu dünyâda kalmak için
yaratılmadı. Dünyada iş yapmak, çalışmak için yaratıldık.
Çalışmalıyız! Çalışıp da, kazanıp da ölen bir kimse için korkacak
bir şey yoktur. Hattâ, böyle ölmek, bir devlet ele geçirmektir.
Ölüm bir köprü gibidir. Sevgiliyi sevgiliye kavuşturur. Ölmek,
felâket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek
felâketdir.
Ramazan-ı şerîfte ve başka
zamanlarda, ölülere de, dua ve istigfâr etmekle, onun için sadaka
vermekle yardım etmek, imdâtlarına yetişmek lâzımdır. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Ölünün
mezârdaki hâli, imdât diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer.
Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği
gibi, meyyit de, babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından
gelecek bir duâyı gözler. Kendisine bir duâ gelince, dünyânın hepsi
kendine verilmiş gibi sevinmekten dahâ çok sevinir. Allahü teâlâ,
yaşayanların duâları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet
verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için duâ ve istigfâr
etmekdir.)
İmân ile
ölenlere hatm-i tehlîl yapmak, yani
70.000 Kelime-i tevhîd okuyup, sevâbını rûhuna hediye etmek çok
faydalıdır. Fakat, bu zamanda imân ile giden pek
azdır.