Rabbimizin emir ve yasaklarına
riayet etmek hususunda çok gayret göstermeli ve ona
itâatsizlik etmekten çok korkmalıdır. Allah’ın gazabının günahlar
içinde saklı olduğunu hiç unutmamalıdır.
Edep ve nezaket
medeniyeti-21
Her Müslümanın birinci vazifesi,
bizleri yoktan var eden ve varlıkta durduran Rabbimizi tanımak ve
ona iman etmektir. Rabbimize edep ve saygıda kusur etmemektir.
Cenab-ı Hak bir hadîs-i kudsîde, (Ben gizli bir hazine
idim, bilinmek istedim ve kâinatı
yarattım) ve Zâriyât sûresi 56. âyet-i
kerîmesinde, (Ben, cinleri ve insanları yalnız beni
tanıyıp kulluk etsinler diye
yarattım) buyurmaktadır. Rabbimize karşı kulluk
vazifelerimizi özetle şöyle sıralayabiliriz:
1. Kulluk,
Allahü teâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri
bulunmadığına, hiçbir kimseye muhtaç olmadığına, herkesin ve
her şeyin ona muhtaç olduğuna inanmaktır. Zatının nasıl olduğunu
düşünmeden, yalnız sıfatlarını, isimlerini ve fiillerini öğrenip
öyle kabul etmektir.
2. Kulluk, Rabbimizin
gönderdiği İslam’ın emir ve yasaklarını inkar etmekten ve böylece
küfre düşmekten çok korkmaktır. Çünkü (Küfürden
teberrî etmedikçe tevelli olmaz) sözü çok meşhurdur.
Yani, küfürden ve kâfirlerden uzak durmadıkça, Allah’a dost
olunamaz. Bunun için, Onun düşmanlarını asla
sevmemelidir.
3. Kulluk, Rabbimizin
imandan sonra en mühim emri olan namazı, seve seve ve hiç
üşenmeden vaktinde kılmak ve diğer ibadetlerimizi aksatmadan
zamanında yapmaktır.
4. Kulluk, Rabbimizin
bütün kullarına şefkat ve merhamet göstermek ve böylece onun
rızasına kavuşmaya çalışmaktır.
5. Kulluk, Rabbimizi
her zaman ve her yerde dilimizle zikretmek ve onu bütün ayıp ve
kusurlardan tenzih etmektir.
6. Kulluk, Rabbimizin
emir ve yasaklarına riayet etmek hususunda çok gayret göstermek ve
ona itâatsizlik etmekten çok korkmaktır. Allah’ın gazabının
günahlar içinde saklı olduğunu hiç unutmamaktır.
7. Kulluk, Allahü
teâlâyı çok sevmek ve nimetlerine daima hamdetmek ve
şükretmektir. İnsanlara her nimeti gönderen Allah’a şükretmek,
bu sevginin alâmetidir. Şükretmek, onun emir ve yasaklarına uymakla
olur. Bu sevgi, Allah’a karşı kulluk vazifeleri olan ibadetlerini
yapma arzusunu da çoğaltır.
8. Kulluk, Rabbimizin
takdirine rıza göstermek ve (Kadere iman eden,
kederden emin olur) hadîs-i şerîfini hiç
unutmamaktır. Dert ve belâlara sabretmektir. Hadîs-i şerîfte
buyuruldu ki: (Allahü teâlâ buyurdu ki: Belâ
gönderdiğim kimseler sabredip insanlara şikâyet etmezse, onlara
imanla ölmeyi nasip ederim.)
9. Kulluk, Rabbimize
karşı işlediğimiz hata ve kusurlarımıza pişman olmak ve bunun için
ondandan özür dilemektir. Buna (tevbe
etmek) denir. Peygamber
efendimiz, (Günahından tevbe eden, hiç günah işlememiş
gibidir) buyurdular.
10. Asıl
kulluk, Allahü teâlâyı hiç unutmamaktır. Her işe
başlarken Onu zikretmektir. Besmelesiz iş görmemektir. Bir an
olsun, Ondan gâfil olmamaktır. Bir hadîs-i
şerifte, (Sabah akşam, [Besmele
ile] üç defa: “Bismillâhillezî lâ yedurru me’asmihî şey’ün
fil-erdı ve lâ fissemâi ve hüvessemi’ul-alîm”
okuyan, büyü ve nazardan korunur) buyuruldu. [İbni
Mace]