Oniki İmâm'da,
Resûlullah efendimizin "sallallâhü aleyhi ve sellem" zerreleri
vardır. Bunlara kıymet vermek, saygı göstermek her Müslümanın
vazifesidir.
"İmâm" lügatte önder, lider demektir. İlimde
önde olana İmâm dendiği gibi, namaz kıldıranlara da, cemâatin
önünde bulunmasından dolayı "imâm" denmiştir. İslâmın ilk
asırlarında devleti yönetenlere de "imâm" denilirdi. Peygamber
Efendimizin mübârek soyundan olup ilim, takvâ, ahlak, şecâat, soy
bakımından zamanındaki insanların en üstünlerinden olan, yüksek
şahsiyet sâhibi on iki mübârek zâta da "Oniki
İmâm" denir.
Resûlullahın "sallallâhü aleyhi
ve sellem" üç türlü vazifesi vardı. Biri de, Kur'ân-ı azîmüşşânın
ahkâm-ı mâneviyyesini, yani Allahü teâlânın zâtına ve sıfatlarına
ait mârifetleri, yüksek bilgileri, yalnız ümmetinin yüksek
olanlarının kalplerine akıtmak idi. Peygamberimizden ve dört
halifesinden sonra bu vazifeyi, "Oniki
İmam" ve diğer tasavvuf büyükleri
yapmıştır. Oniki İmâm'da, Resûlullah efendimizin "sallallâhü
aleyhi ve sellem" zerreleri vardır. Bunlara kıymet vermek, saygı
göstermek her Müslümanın vazifesidir.
Bu mübârek zâtlar, sırasıyla
şunlardır:
1. Ali bin Ebî
Tâlib: Resûlullah'ın amcası Ebû Tâlib'in oğlu ve
Sevgili Peygemberimizin damadıdır. Yani hazret-i Fâtıma'nın
zevcidir. İslâm halîfelerinin ve cennet ile müjdelenen on kişinin
dördüncüsüdür. 661 senesinde İbn-i Mülcem tarafından şehîd
edildi.