“Sakının, sakının! Kalp kırmaktan çok sakının. Bir müminin
kalbini kırmak, 70 kere Kâbe'yi yıkmaktan daha büyük günahtır.
Bizim dînimizde, kâfirlikten sonra en büyük günah, kalp
incitmektir. ”
Evliya zâtları herkes seviyor da, biz birbirimizi niçin
sevemiyoruz? Neden kalplerimiz kırılıyor, birbirimizden çok sıkıntı
çekiyoruz? Bunların sebebi, kul hakkına riayet etmemek ve
haramlardan sakınmamaktır. Allahü teâlâ, günahları ikiye
ayırmıştır:
Birisi, kendisiyle kulları arasındaki günahlardır.
İkincisi de, kulların birbiri arasındaki günahlardır. Bunlara "kul
hakları" diyoruz. Cenâb-ı Hak, kendisiyle kulu arasındaki günahları
affeder veya cezalandırır. Bu, Rabbimizin bileceği iştir, ama
kullar arasındaki günahlarda mutlaka adalet olacaktır. Yani
ahirette kul haklarından herkes hesaba çekilecektir. Peygamber
efendimiz buyuruyor ki:
(Âhirette sırât köprüsünde her Müslümana yedi sual sorulacaktır:
Birincisi imandan, ikincisi namazdan, üçüncüsü oruçtan, dördüncüsü
hacdan, beşincisi zekâttan, altıncısı gusülden sorulacaktır.
Yedinci suale gelince, Peygamberler bile mâsum oldukları hâlde, bu
sualden korkarlar. O da kul hakkıdır.)
Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat üzerinde
başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe,
Cennete giremez. İşte, kul hakkının önemini bilip bundan sakınan
bir Müslüman, kesinlikle tartışmaya giremez, kavga edemez, kalp
kıramaz. Çünkü kul hakkından korkar. Hele kalp kırarak kul hakkına
girmek, çok büyük günahtır. Bunun için Peygamber efendimiz
buyuruyor ki:
(Bir müminin kalbini kırmak, 70 defa Kâbe'yi yıkmaktan büyük
günahtır.)
Âriflerin ışığı, velîlerin önderi, İslâmın bekçisi ve Müslümânların
baş tâcı İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî hazretleri bir
mektubunda bakın ne buyuruyorlar: