Hulefâ-i Râşidîn denilen
dört halîfenin isimlerini okumak, cuma ve bayram hutbesinin şartı
değil ise de, (Ehl-i sünnet vel-cemâat) itikadında
olmanın bir şiârıdır.
Edep ve nezaket
medeniyeti -33-
Hulefâ-i
Râşidîn, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın
insanlığa tebliğ ettiği İslâmiyeti, hiç bozmadan ve herhangi bir
değişiklik yapmadan, Müslümanlara aynen bildiren dört seçkin
sahabedir. Bunlar; Peygamberimizden sonra halîfesi, yani
vekili ve Müslümanların reisi olan Ebû Bekr-i
Sıddîk, ondan sonra, Ömer-ül-Fârûk,
ondan sonra Osmân-ı Zinnûreyn ve ondan
sonra da, Alî ibn-i Ebî Tâlib’dir
“radıyallahü anhüm”. Bu dördünün üstünlük sıraları, halîfelikleri
sırası gibidir. Bu devir otuz yıl kadardır. Bunlar Peygamber
efendimizin vazifelerini tam olarak yaptıklarından,
kendilerine “Hulefâ-i
Râşidîn” denmiştir. Resûlullâhın hayatta olduğu asr-ı
saâdet devrinde, İslamiyet tam olarak icra edilip, her taraf, hak,
adâlet ve hürriyet ile nurlandığı gibi, bunların zamanında da öyle
oldu. İslâmiyetin emirleri kusursuz olarak yapılıyordu. Bu dört
halîfe, Eshâb-ı kirâmın hepsinden
üstündür.
Resûl-i Ekrem efendimizin
yolunda, canlarını ve mallarını feda eden, O'na yardım eden bu dört
büyük halîfenin ve Eshâb-ı kirâmın hepsinin isimlerini, edep ve
saygı ile, sevgi ile söylemek, bütün Müslümanların üzerine vacip
olup, Rabbimizin ve Resûlullahın emridir. Onların büyüklüğüne
yakışmayan sözler söylemek asla caiz değildir. İsimlerini
saygısızca söylemek sapıklıktır. Resûlullahı sevenin, O'nun
Eshâbının hepsini de sevmesi lâzımdır. (Ebû Bekir ile
Ömer’i sevmek iman, bunlara düşmanlık
küfürdür) buyuruldu. Bunlara dil uzatmanın, düşmanlık
etmenin küfür olduğu ve bunda bütün âlimlerin söz birliği ettiği,
(Hulâsa-tül-fetâvâ) ve (Mir'ât-ı
Kâinat) kitaplarında yazılıdır.
Hulefâ-i Râşidîn denilen bu
dört halîfenin isimlerini okumak, cuma ve bayram hutbesinin şartı
değil ise de, (Ehl-i sünnet
vel-cemâat) itikadında olmanın bir şiârıdır.
Yani, alâmet-i fârikası, nişanıdır. Onu, bile bile, inat ederek
ancak kalbi bozuk kimse okumamak ister. Bu dört halife,
Resûlullâhın "sallallâhü aleyhi ve sellem" hayâtında müşavirleri,
vefatından sonra vekilleri idi. Hadîs-i
şerifte, (Benim ve benden sonra dört halîfemin yoluna
sarılınız. Onların yolu, doğru
yoldur) buyuruldu
Hulefa-i râşidîn zamanı, otuz
sene idi. Bu otuz sene, Peygamberimiz "aleyhisselâm" zamanı gibi
güzel geçti. Bu dört halîfeden sonra, Ehl-i islâm arasında,
bid'atler ve yanlış yollar meydâna çıkarak, nice kimseler doğru
yoldan ayrıldı. Yalnız, Eshâb-ı kirâm gibi îmân edenler ve
İslâmiyete onlar gibi tâbi olanlar kurtuldu ki, bunların
yoluna (Ehl-i sünnet vel-cemâat) fırkası
denir. Doğru yol, yalnız budur. Peygamber Efendimizin ve Eshâb-ı
kirâmın gittiği doğru yol, Ehl-i sünnet âlimlerinin
gösterdiği yoldur.