Dînimize uygun okunan ezâna karşı tazîm ve hürmette bulunmak,
bir ibadettir. Tazîmin birinci derecesi, ezânın şeklini ve
kelimelerini değiştirmemek, onu bozmamaktır. Ezân, yeryüzünde
söylenen sözlerin en doğrusudur. Ezân-ı Muhammedî, yani sünnete
uygun okunan ezân büyük bir nîmettir. İbni Âbidîn, namaz
bahsinin başında diyor ki:
(Oturarak, tegannî ederek, câmi içinde, vaktinden evvel [ve
hoparlör ile] okunan ezân, İslâm ezânı değildir.) Bunlar, sünnete
uygun olarak tekrar okunmalıdır .
Hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ”, her zaman ezânı dinlerdi.
Sordular: “Ey müminlerin anası, niçin ezân okunurken işini
terk ediyorsun?” (Ben Resûlullahtan “sallallahü aleyhi ve
sellem” işittim, “Ezân okunurken iş işlemek dinde
noksanlıktır” buyurdu.