Din adamlarının iyisi,
insanların en iyisidir. Dîni dünya isteklerine âlet eden, herkesin
îmânını bozan din adamı da, dünyânın en
kötüsüdür.
Dinde tahrif
hareketleri -8-
İmâm-ı Rabbânî hazretleri (Mektûbât) kitabında
buyuruyor ki:
İnsanların saâdeti, âlimlerin
elinde olduğu gibi, insanları felâkete, Cehenneme sürükleyenler de,
din adamı şeklinde görünen din düşmanlarıdır. Din adamlarının
iyisi, insanların en iyisidir. Dîni dünya isteklerine âlet eden,
herkesin îmânını bozan din adamı da, dünyânın en kötüsüdür.
İnsanların saâdeti ve felâketi, doğru yola gelmesi ve yoldan
çıkmaları, din adamlarının elindedir. Âhıreti düşünen âlimin
sözleri, yazıları, aklı, vicdânı olan herkesi yola getirir.
Kalblere tesir eder.
Âlimlerin dünyâyı sevmesi ve ona
düşkün olması, güzel yüzlerine siyâh leke gibidir. Böyle olan ilim
adamlarının, insanlara faydası olur ise de, kendilerine olmaz. Dîni
kuvvetlendirmek, İslâmiyeti yaymak şerefi, bunlara âit ise de,
bazen kâfir ve fâsık da, bu işi yapar. Nitekim, Peygamberlerin
efendisi “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât” kötü
kimselerin de, dîni kuvvetlendireceğini haber vermiş
ve (Allahü teâlâ bu dîni, fâcir kimselerle de, elbette
kuvvetlendirir) buyurmuştur. Bunlar, çakmak taşına
benzer. Çakmak taşında enerji vardır. İnsanlar bu taştaki kudretten
ateş yapar, istifâde eder. Taşın ise, hiç istifâdesi olmaz.
Bunların da ilimlerinden kendilerine fayda olmaz. Hattâ, bu
ilimleri, kendilerine zararlıdır. Çünkü, kıyâmet günü,
"bilmiyorduk, günâh olduğunu bilseydik yapmazdık" diyemezler.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: