Dünyaya gönül
kaptırmayan, mal, mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdasında
olmayan din âlimleri, âhiret adamlarıdır.
Dinde tahrif
hareketleri -7-
İmâm-ı Rabbânî hazretleri (Mektûbât) kitabında buyuruyor
ki:
Din adamları üç kısımdır: Akıl
sâhibi, ilim sâhibi, din sâhibi. Bu üç sıfatı da birlikte taşıyan
din adamına (Din âlimi) denir. Bir
sıfatı noksan olursa, onun sözüne güvenilmez. İlim sâhibi olmak
için, akıl ve nakil ilimlerinde mütehassıs olmak lâzımdır. Doğrusu,
zamanımızda İslâmiyetin emirlerini yapmaktaki gevşeklikler ve
insanların dinden yüz çevirmesi, hep din adamı perdesi altında
söylenen sözlerden, yazılardan ve bu adamların bozuk niyetlerinden
dolayıdır. Hâlbuki, âhireti düşünen âlimin sözleri, yazıları, aklı,
vicdânı olan herkesi yola getirir. Kalblere tesir eder.
Dünyaya gönül kaptırmayan, mal,
mevki, şöhret kazanmak, başa geçmek sevdasında olmayan din
âlimleri, âhiret adamlarıdır. Peygamberlerin “aleyhimüsselâm”
vârisleri, vekilleridir. İnsanların en iyisi bunlardır. Kıyâmet
günü, bunların mürekkebi, Allahü teâlâ için cânını veren şehitlerin
kanı ile tartılacak ve mürekkep, daha ağır
gelecektir. (Âlimlerin uykusu
ibâdetdir) hadîs-i şerîfinde medh edilen, bunlardır.
Âhiretteki sonsuz nîmetlerin güzelliğini anlayan, dünyanın
çirkinliğini ve kötülüğünü gören, âhiretin ebedî, dünyânın ise fânî
geçip tükenici olduğunu bilen onlardır. Bunun için kalıcı olmayan,
çabuk değişen ve biten şeylere bakmayıp, bâkî olana, hiç bozulmayan
ve bitmeyen güzelliklere sarılmışlardır.