Hazreti Ali, eğlence ve neşe içinde gördüğü kişilere bunun sebebini sordu. “Bugün bizim bayramımızdır" cevabına karşılık (Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır) buyurdu.
Kavuşmakla şereflendiğimiz ve elveda diye uğurladığımız rahmet,
mağfiret ve cehennemden azad ayı olan mübarek Ramazan-ı
şerîfin her günü müminlerin bayramı idi. İnşallah
bizlerden hoşnut ve razı olmuştur. Cenâb-ı Hak, bu mübarek
ayın feyiz bereketinden layıkı ile istifade eden kulları zümresine
bizleri de dâhil eylesin! Tekrarına kavuşmayı cümlemize nasip
eylesin! Ramazan ayının gün ve geceleri, öyle mübarek
zamanlardır ki, şan ve şerefinin büyüklüğü sebebiyle, cuma günü ve
gecesi ile bu ayın otuz gün ve gecesinde ölen hiçbir mü’mine, o gün
kabrinde azap yapılmayacaktır.
Allahü teâlâ, kendine iman eden ve oruç tutan kullarının
günahlarını yakıp yok etmek için mübarek geceleri ve bir ay
müddetle de Ramazan-ı şerifi yarattı. Günahlardan temizlenip
Cennete böyle girmeleri için.. Aynen kirli elbisenin, temizlik
makinesine girip tertemiz çıkması gibi… Bu temizlik işlemi,
Ramazan-ı şerîfin birinci günü başlıyor ve otuzuncu günü, öbür
taraftan tertemiz olarak çıkıyor. İman ederek oruç tutan ve
sevabını Allahü teâlâdan bekleyen mü'min, mutlaka temizleniyor. Üç
gün de bayramın hakkı olarak, bayram sonuna kadar temiz kalıyor.
Peki ondan sonra? Kirli havaya mı, kirli etrafa mı bağlı, elinde
olmayarak yine kirlenmeye başlıyor insan.