Bayramlarda da, ölülere,
dirilere çok dua ve istiğfâr etmeli. Onlar için sadaka vererek
yardım etmeli, imdatlarına yetişmelidir.
İnsan, bu dünyada kalmak için
yaratılmadı. Dünyada iş yapmak, çalışmak için yaratıldık.
Çalışmalıyız! Çalışıp da, kazanıp da ölen bir kimse için korkacak
bir şey yoktur. Hatta, böyle ölmek, bir devlet ele geçirmektir.
Ölüm bir köprü gibidir. Sevgiliyi sevgiliye kavuşturur. Ölmek,
felâket değildir. Öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek
felâkettir.
Bayramlarda, Ramazan-ı şerifte ve
başka zamanlarda, ölülere de, dirilere de çok dua ve istiğfâr
ederek, onlar için sadaka vererek onlara yardım etmeli, imdatlarına
yetişmelidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki:
(Ölünün mezârdaki hâli, imdât diye bağıran, denize düşmüş
kimseye benzer. Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak
birini beklediği gibi, meyyit de, babasından, anasından,
kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler. Kendisine bir
dua gelince, dünyanın hepsi kendine
verilmiş...