''Allah sevgisinin yeri
gönüllerdir. Bu sevgi çoğaldıkça kişi Allah’a yaklaşır. Ondan
kendisini uzaklaştıracak her şeyden
sakınır.''
Edep ve nezaket
medeniyeti -8-
Müslümanın Rabbine karşı
edeplerinden biri de, bizleri yoktan var eden ve hayatta
kalabilmemiz için sayısız nimetler bahşeden Allahü teâlâyı çok
sevmektir. Sevgilerin en yücesi ve makamların en yükseği, bu
sevgidir. İnsanlara her nimeti gönderen Allah’a şükretmek ise,
bu sevginin alâmetidir. Şükretmek, Onu sevmenin bir ifadesidir.
Şükretmek de, Onun emir ve yasaklarına uymakla olur. Allahü
teâlâyı sevmek, Onu daha iyi bilmek ve Onu daha içten duymakla
olur.
Allah sevgisi bizi, diğer
insanları ve Allahü teâlânın yaratmış olduğu her şeyi sevmeye
yöneltir. Bu sevgi insanda, Allah’a karşı kulluk vazifeleri olan
ibadetlerini yapma arzusunu çoğaltır. Cenâb-ı Hak, Âl-i İmrân
sûresi 31. âyet-i kerîmesinde: ([Ey Sevgili
Peygamberim!] Onlara de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız
bana uyunuz! Allahü teâlâ bana tâbi olanları sever ve günahlarınızı
affeder) buyuruyor.
Allah sevgisi sâyesinde insan;
peygamberini, büyüklerini, milletini ve devletini de sever. Bunun
içindir ki, Allah sevgisi her türlü sevginin kaynağıdır. Sevgili
Peygamberimiz, (Allahü teâlâyı ve Resûlünü her şeyden
çok sevmeyenin îmanı sağlam
değildir) ve (Kul, Allahü teâlâyı ve
Resûlünü; çoluk çocuğundan, malından ve bütün mahlûkattan çok
sevmedikçe tam ve olgun mümin
olamaz!) buyuruyor.
Büyük İslâm âlimi ve evliyânın
üstünlerinden olan Cüneyd-i
Bağdâdî hazretleri buyuruyor ki: “Yunus aleyhisselam
gözleri görmeyinceye kadar ağladı. Beli bükülünceye kadar namazda
ayakta kaldı. Kuvvetsiz kalıncaya kadar namaza devam etti.
Sonra: (Ya Rabbî! Eğer seninle aramızda ateşten deniz
olsa da onu aşar ve sana gelmeye çalışırım) dedi. İşte
sevgi böyle olur!”
Sırrı-yi
Sekâtî hazretleri buyurdu ki: “Kıyamette herkesi
Peygamberi ile çağırırlar. Mesela, 'Ey Mûsa’nın ümmeti, Ey İsa’nın
ümmeti' gibi. Fakat Allahü teâlâyı sevenler
için, (Ey Allah’ın sevgili
kulları!) diye hitap edilir.”
Allahü teâlâ buyurdu
ki: (Ey kullarım! Beni sevdiğiniz için ben de sizleri
seviyorum.) Sevgi, iyi olan bir şeye karşı
kendiliğinden hâsıl olan bir meyildir. Bu meyil kuvvetli
olursa “aşk” denir. Düşmanlık da, iyi
olmayan bir şeye karşı kendiliğinden hasıl olan nefrettir. İyilik
ve kötülüğün olmadığı yerde sevgi ve düşmanlık da
bulunmaz.
Allahü teâlâdan başkasının
sevilmesi, ancak Onunla olan münasebeti sebebiyle uygun olabilir.
İnsanın annesini, babasını, kardeşlerini sevmesi böyledir. Birini
Allah için seven kimse ise, onu Allahü teâlâya itâat ettiği ve
yalnız Onu sevdiği için sever. Hatta Allahü teâlânın kulu
olduğu için sever. Çünkü Allahü teâlâyı çok sevdiği için böyle
sevgiye kavuşmuştur...