Türkiye, 2018 seçimleriyle birlikte cumhurbaşkanlığı hükümet
modeline geçti.
İktidar yanlıları bu modele “başkanlık sistemi” dese de gerçek öyle
değil.
Başkanlık sistemlerinde çok güçlü demokratik mekanizmalar, etkin
parlamento
ve basın denetimi vardır. Başkan önemli konularda parlamentonun
onayı
olmadan karar veremez. Denge ve denetleme mekanizmaları
mevcuttur.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ise yargı dahil bütün
denge-denetleme
mekanizması yok edilmiş durumda. Yürütme organının tüm yetkileri
bu
sistemde cumhurbaşkanın elinde toplandı.
Bu sistem Türkiye’yi her alanda geri götürdü.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin son olarak uygulamaya koyduğu
“Türk
Ekonomi Modeli” veya “Türkiye Ekonomi Modeli” de çoktan çöktü.
Siyasi model de ekonomik model de yasaklarla ayakta durmaya
çalışıyor.
Ancak iki model de dikiş tutmuyor.
Türkiye cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğinde dolar 4.58
liraydı,
bugün 19.4 lira. Benzin 6.24 liraydı bugün 21.06 lira. Çeyrek altın
304 liraydı,
bugün 2 bin 200 lira.
Bugün ekmek 5 lira, pide 10 lira, bir kilo kuru soğan 30 liraya
kadar çıktı, bir
kilo kıyma, bir kilo et 400 lira civarında, bir kilo bonfile 580
lira düzeyinde.
Kiralar, ev fiyatları üç, dört kat arttı. Merkez Bankası verilerine
göre son bir
yılda ev fiyatlarındaki ortalama artış yüzde 140 oranında
yükseldi.
Bu hayat pahalılığı orta sınıfı yok etti. Memur aileler artık büyük
kentlerin
merkezlerinde oturamayacak hale geldi. Kent varoşlarına taşınmaya
başladılar.
Emekliler, düşük gelirli vatandaşlar ucuz ekmek kuyruğunda beklemek
zorunda
kalıyorlar.
Faize karşı iktidar Merkez Bankasına talimat vererek politika
faizini yüzde
10’un altına çekti. Enflasyon 20 yılın zirvesinde. Baz etkisine
rağmen ENAG’a
göre yıllık enflasyon yüzde 112,5 düzeyinde. Enflasyonla faiz oranı
arasında
fark 103 Bu farkla vatandaşın parasını lirada tutarak koruması
mümkün değil....