Milletvekili listeleri her zaman kırgınlıklara, alınganlıklara yol açar. Bu normal bir süreçtir. Milletvekili adaylığı için başvuranların hepsine yer bulmak zaten mümkün değil. Partilerin genel başkanları ve yönetimleri siyasi koşullara göre bazı tercihler yapmak zorunda kalırlar ve bu da listede yer almayanları en azından bir süreliğine küstürür.
Doğal olarak bu kez de öyle oldu.
Listelerde kendini göremeyenler, görmek istemedikleri isimleri görenler tepki gösterdiler. Kırılanlar, küsenler olacağı gibi partisinden istifa edenler, başka partiye geçenler de olabilir. Partisinde kalmakla beraber sandığa gitmeyenler, gitse de partisine oy vermeyenler de çıkabilir. Bu kez aday listelerini belirlemek diğer seçimlere göre daha zordu. Özellikle ittifakların en büyük partisi için çok daha zordu. İttifakı oluşturan partilerin milletvekili adaylarını en büyük partinin listelerinden gösterecek olmaları, o partinin kendi adayları yerine diğer partilerin adaylarını listeye alma zorunluluğu sıralamanın kaymasına, bazı adayların liste dışında kalmalarına yol açtı. Ayrıca diğer partilerden listeye konulan isimler arasında hiç görmek istemedikleri adaylar yer alınca tepkiler daha da büyüdü.
Ancak önümüzdeki seçimin farklı bir seçim olduğunu unutmamak gerekir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde iktidara gelmek için yüzde 50 artı 1 oy gerektiği için en küçük partilerin bile kıymete bindiği bir süreç yaşanıyor. Muhalefet açısından bakarsak 6 Partiden oluşan Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın stratejik hedefi iktidarı sandıkta yenmek ve Türkiye için yeniden inşa sürecini başlatmak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde 1 oyun bile çok değerli olduğu düşünülürse stratejik hedefe ulaşmak için seçim öncesi en geniş koalisyonu oluşturmak bir zorunluluktu. Doğal olarak geniş koalisyon milletvekili listelerini de etkiledi.
Muhalefette işi en zor olan CHP’ydi.
İttifaktaki 4 parti, adaylarını CHP listesinde göstermeyi tercih
ettiler. Bu, Millet İttifakı’nın milletvekili sayısını en yüksek
düzeye çıkarmak için en iyi yoldu. Bu nedenle Saadet Partisi,
Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi’nin adayları CHP
listesine yerleştirildi. İttifakın ikinci büyük partisi olan İYİ
Parti ise saptanan 20’ye yakın ilde CHP ile fermuar yöntemiyle
ortak liste belirlenmesine ve diğer illerde seçime kendi listesiyle
girmeye karar verdi. Millet İttifakı doğru bir yöntem kullandı.
İttifakın mümkün olan en fazla milletvekili sayısına ulaşması ve
ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
ittifak patilerinin tamamının desteğini alması bakımından en iyi
yöntem buydu. Bu yöntemin uygulanması ayrıca iktidarın
beklentilerini de boşa çıkardı. İktidar, Millet İttifakı’nın böyle
bir uzlaşma sağlamasının mümkün olmadığını düşünüyordu. Cumhur
İttifakı, Millet İttifakı’ndaki partilerin kendi logolarıyla seçime
gireceklerini, bunun da bazı oyların Kılıçdaroğlu açısından boşa
gitmesi
sonucunu doğuracağını hesaplıyordu. Ancak Millet İttifakı ortak
liste ve fermuar yöntemini hayata geçirerek iktidarın beklentisini
boşa çıkarmış oldu. Bu açıdan bakıldığında çok zor bir uzlaşmanın
sağlanmış olması büyük önem taşıyor. Millet İttifakı’nın önce tek
aday üzerinde uzlaşması, ardından ortak liste ve fermuar yöntemiyle
birlikte hareket etmenin koşullarını hazırlaması seçimin muhalefet
tarafından kazanılması için çok uygun bir ortam yarattı.