Feyzi Açıkalın Cumhuriyet Gazetesi

Depremin getirdiği

Deprem yine düştüğü yeri yakıyor. Geri kalanımız karmaşık duygular içindeyiz. Bencilce kendimize kıyamıyor, gerçeklerden kaçmak için, dramatize edilen yorumları dinlemiyor, görüntüleri izlemiyoruz.

01 Kasım 2020 | 282 okunma

Liseyi İzmir’de yatılı okudum. Uzun yatakhane koridorundaki metal dolapların birbirine çarparak çıkardığı korkunç sesi, yıllarca depremin uğultusu diye yakınlarıma anlattıydım.

Deprem biz veletler için bir oyundu. Büyük bir çeviklikle daha ilk sarsıntıda terliklerinin üstüne konarak, on saniyede yatakhaneyi terk eden arkadaşımız Ufuk efsane olmuştu.

Tarih dersinde, depremle yok olan antik şehirleri yarım kulak dinledik. O zamanlar insanlık tarihini yaşamımızın kısacık süresiyle eşdeğer gördüğümüz için depremin yıkıcılığını, yol açtıklarını doğal olarak hiç anlamadık.

Anlattıklarım yarım asır öncesine aittir… Ancak haftalar sonra binlerce ölüsü olduğunu öğrenebildiğimiz 1966 Varto depreminin üstünden geçen süreden bahsediyorum. 

Şimdi artık ya deneyim ya da iletişim kanallarının gücüyle ve de büyük şehirlerimizi vurabileceği kaygısıyla depremi iliklerimize kadar hissediyoruz. Ama yalnızca hissediyoruz…

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ah şu çöl tozları 27 Nisan 2024 | 80 Okunma Son Güneş Tutulması örneğinde bilimin popülerleştirilmesi 13 Nisan 2024 | 45 Okunma Umarım 2054 yerel seçimlerinde 30 Mart 2024 | 42 Okunma Ergun Hiçyılmaz’ın ardından 14 Şubat 2024 | 449 Okunma Deve pazarlığı 27 Ocak 2024 | 117 Okunma