Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun eski Başkan Yardımcısı Günter
Verheugen’in Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkeler
hakkında yaptığı açıklama dikkate alınması gereken tesbitler
içeriyor.
24 Eylül’de Almanya’da yapılacak genel seçimden sonra iktidara
gelecek Alman hükümetine AB’deki ortaklarıyla inandırıcı ve uzun
vadeli bir Türkiye politikası geliştirmesini teklif eden tecrübeli
siyasetçi Verhaugen, bunun hem Türkiye hem de AB için gerekli
olduğunu hatırlatmış.
“Gelecek Alman hükümetine AB’deki ortaklarıyla yeniden inanılır ve uzun vadeli bir Türkiye politikasını geliştirmesini öneriyorum” diye konuşan Verheugen, çıkış noktasının da 1999’daki Helsinki stratejisine geri dönüş olması gerektiğini kaydetmiş.
Geçmişte AB Komisyonu’nda başkan yardımcılığı ve genişlemeden sorumlu üye olarak da görev yapan Verheugen’in tesbitleri şöyle:
“Bu, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleştirilebilecek veya gerçekleştirilemeyecek bir şey olması değil, stratejik önceliği olduğuna AB’nin şüphe bırakmaması anlamına geliyor. Türkiye için katılım koşulları diğerleriyle aynı ve bunların tamamen yerine getirilmesi gerektiği kendiliğinden anlaşılıyor.”
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devletine doğru gelişmesine destek verecek en iyi imkânın güvenilir bir katılım perspektifi olduğuna dikkat çeken AB Komisyonu’nun eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Türkiye’nin halihazırda bundan uzak olduğunu hatırlatmış. Zaten bunca tartışmadan sonra Türkiye’nin AB katılım perspektifinden uzak olmadığını iddia eden olur mu?