Yüz yıl önce yaşanan acılar, bir şekilde Türkiye’nin önünü
tıkamaya devam ediyor. Adına ne denilirse denilsin, bir asır önce
büyük acılar yaşanmıştır.
Elbette tek acı, 100 yıl önce gerçekleşen ‘tehcir’le sınırlı
değildir. Dünyada ve ülkemizde pek çok zaman, pek çok acılar
yaşanmıştır. Temennimiz, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir insanın
mağdur olmaması, mağdur edilmemesidir. Dolayısı ile “Soykırım oldu,
olmadı” tartışması; hem Türkiye’ye hem de Ermenistan’a çok şey
kaybettiriyor.
Prensip olarak hiç bir ülkenin ve siyasetçinin, acılar üzerinden siyaset yapması tasvip edilemez. Ama maalesef bu prensibe uygun hareket edildiğini söylemek zor. Türkiye’yi idare edenler, Ermeni iddiaları konusunda dünyayı ikna etmek yerine, iç politikaya yarayacak şekilde politika geliştirmeyi tercih ediyorlar. Oysa meselenin özünde, belge ve bilgiye dayandırılan ‘ikna’ metodu olmalı. “Bütün dünya bize karşı, Ermenistan’dan yana” demekle bir yere varılabilir mi? Maddi ve manevi imkânları seferber edip, dünya ülkelerini ikna etmek gerekmez mi?