Türkiye ekonomisinde büyümenin sürdürülebilirliğini sağlamak ve üretimin dışa bağımlılığını azaltmak adına düşük cari açık ve yüksek büyüme tercihini orta vadede mümkün hale getirmek ne kadar hayati bir konuysa bu üretim için gerekli finansmanı uygun koşullarda sağlamak ve dışa bağımlılığı azaltılmak da o kadar önemli.
Dış finansmana olan bağımlılığı azaltmak, finansal alanda kullanılacak yeni araçlarla mümkün hale gelir. Yeni finansal araçlar tasarrufları artıracağı gibi atıl kaynakların ekonomiye aktarılmasını sağlayacak ve dolayısıyla kredi hacmini artırması sonucu yatırımlar için kaynak oluşacaktır.
Bu döngünün hem güçlü bir finansal sistemin oluşmasını sağlayacağı hem de yüksek bir büyüme hızının yakalanmasına kaynaklık edeceği öngörülmektedir. Finansal sistemin güçlü olması finansal krizlere olan dayanıklılığı da artıracaktır.
YAPISAL REFORM VE FİNANSAL DERİNLEŞME
Türkiye ekonomisi için gerçekleştirilecek yapısal reformların belki de en önemli ayağını finansal araçların çeşitlendirilmesi yani finansal derinleşmenin sağlanması oluşturuyor. Dolayısıyla, finansal sistemin güçlü olması bugüne kadar gerçekleşmesi beklenen en büyük yapısal reformdur.
Peki mevcut haliyle dış piyasalara bağımlı olan finansal piyasaların derinleşmesi nasıl sağlanabilir? Türkiye yıllarca finans alanda yaşadığı şokların etkisinden kurtulabilir mi? Dış finansman ihtiyacı nedeniyle kredi derecelendirme kuruluşları ve uluslararası finans kuruluşlarının oluşturacağı olumsuz ortamdan çıkılabilir mi?