Bir yerde düne kadar ilahlaştırılan, sırtı sıvazlanan ve pohpohlanan insanlara sövülüyorsa eğer, orada ciddi bir problem var demektir...
Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş’tan bahsediyorum. Bugün yerden yere vuruluyorlar; yetmiyor “defol git” çağrılarına muhatap oluyorlar.
Kimler tarafından? 1 Kasım öncesine kadar onlarla aynı
söylemleri dillendiren ve aynı yolda yürüyenler
tarafından!
Birkaç gündür yoğun biçimde bu üç ismin “başarısız oldukları”
söyleniyor. Artık yola devam etmemeleri gerektiği dillendiriliyor.
Yanlış değil, doğru; ama başka bir doğru daha var: Bugün onlara
sövenler de bu başarısızlığın ortakları.
Çünkü daha düne kadar onlar ne diyorsa, bugün “defolun gidin”
diyenler de onu söylüyorlardı!
Hepsi birlikte bir yanlışın peşine takıldılar. Böyle bir tablo
ortaya çıktı. Şimdi kimse aradan sıyrılıp kendini kurtarmaya
çalışmasın!
Ortak bir düşmanları vardı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan.
“Seni başkan yaptırmayacağız” diye ortak bir de söylem
geliştirmişlerdi.
Ha babam, de babam aynı sözleri tekrarlıyorlardı. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ı, Başbakan Davutoğlu’nu ve AK Parti’yi “gerilim politikası
uygulamakla” suçluyorlardı. Seçmen buna itibar etmedi, “hayır”
dedi: