Destanları kahramanlar yazar. Yine öyle oldu, kural değişmedi. 15 Temmuz’da o kahramanların yazdığı destan, tarihe geçti.
Bir millet el ele verdi. Hepsi etten birer uçaksavar ya da
tanksavara dönüştü. Özgürlüğümüze, demokrasimize ve hatta
bağımsızlığımıza yönelen taarruz, çok kısa sürede
püskürtüldü.
Sadece Ak Partililer yoktu meydanlarda. CHP’lisi ve MHP’lisi de
sokaklara döküldü. Onlar da bu büyük direnişe katıldı.
Darbe girişimi sırasında Konya’daydım. Olay duyulur duyulmaz bir
telefon geldi. Arayan, yılların CHP’lisi Ahmet Kurtuluş’tu. “Abi
tehlike altındasın” dedi:
-Hemen gelip otelden seni alalım. Bizim eve geçelim.
Teşekkür ettim, “iyiyim, yok bir problem” cevabını
verdim.
Bu defa “çocuklar” dedi:
-Abi çocuklar sıkıntıya düşebilir belki. Ne olur, ne olmaz!
Geliyoruz, onları alalım, bize götürülelim.
Yine teşekkür ettim ve düşündüm!..
O anda henüz ne olduğu, gelişmelerin nereye doğru evrileceği belli
değildi. Cumhurbaşkanı’ndan tek bir açıklama gelmemişti. Üstelik,
darbeciler TRT’yi ele geçirmiş, sokağa çıkma yasağı koyduklarına
dair bir bildiri yayınlıyorlardı.
CHP’li Ahmet ise, Fethullahçı kalkışma karşısında beni tehlikede
görüyor, kendisini ve ailesini tehlikeye atma pahasına korumaya
çalışıyordu. “Gel, bize gidelim” diye ısrarla
bastırıyordu.
MHP’li dostlar da vardı Konya’da. Daha sonra, onlardan da benzer
telefonlar geldi.
* * *
Şeniz Kurtuluş, Ahmet Kurtuluş’un eşi. Doğma büyüme Konyalı.
Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın 8. kuşaktan torunu. En büyük
özelliği de Konya’da siyasetle ilgilenen herkesin tanıdığı bir
CHP’li. Üç defa milletvekili adayı oldu. İki dönem il başkan
yardımcılığı görevinde bulundu. Halen CHP’li ve partisini terk
etmeyi düşünmüyor.
Darbe girişiminin bastırılmasının ardından bilgisayarın başına
geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın e-mail adresini buldu. Bir teşekkür
mesajı gönderdi…