Doğru söylüyorlar, bir savaş var Türkiye’de. Alabildiğine sert,
son derece acımasız ve alabildiğine ahlaktan yoksun!..
“Erdoğan’ın savaşı” diyenler var buna. Oysa bu savaş yeni değil,
kökü ve geçmişi çok eskilere dayanıyor. Kimi zaman açık, kimi zaman
örtülü olarak yüz yıllardır devam edip gidiyor...
Dün Abdülhamit-Osmanlı ve diğerleri vardı!
“Diğerleri” hep aynı kaldı, Cumhuriyet döneminde hedef alınan
isimler değişti.
Bugün de Türkiye-Erdoğan ve yine diğerleri var!
Demem o ki, Erdoğan’ın savaşı değil bu. Sizin, bizim, hepimizin mücadelesi. Bir başka ifade ile milli ve yerli olanlarla, milli ve yerli olmayanların meydan muhaberesi!
Dünden bu güne değişen hiçbir şey yok. Bugün sadece, milli ve yerli olanlara yönelik saldırılar biraz daha arttı ve çeşitlendi. Tarih, tekerrür ediyor aslında!
“Diğerleri”, Türk siyasetini hep şekillendirmeye çalıştılar,
yıllar boyunca. Yetmedi, içimize el atıp, karıştırmak için
uğraştılar. Çeşitli belalar çıkardılar karşımıza. Sürekli olarak
yasa dışı silahlı unsurlar beslediler bize karşı.
Gün oldu, darbeler yapıldı bu ülkede. O darbeciler de
“diğerlerinin” taleplerini yerine getirmek için var oldular.
Boşuna, “Türkiye’de bizim çocuklar yönetime el koydu” denilmedi
onlar için.
Yaptılar, ettiler, uğraştılar, ama dip darbelerini hesap
edemediler. Bir de milleti istedikleri gibi değiştirip,
dönüştüremediler.
Mesela bir Bülent Ecevit ortaya çıktı. Dağa taşa “Karaoğlan”
yazdırdı. Koskoca Milli Şef İnönü’yü devirdi. Sonra da haşhaş ekimi
ve Kıbrıs meselesinde ABD’ye kafa tutan adam olarak tarihe
geçti.
Ya da Erbakan’ı tutamadılar. Büyük bir medya saldırısının arasından sıyrıldı, sandıktan çıkıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık Koltuğu’na oturdu.