Koalisyon görüşmeleri yarın başlıyor. HDP oyun dışı; Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP ve MHP’yi yoklayacak. “CHP ile mi, yoksa MHP ile mi?” sorusuna cevap arayacak.
Davutoğlu, yeni hükümeti kurarsa Meclis’ten güvenoyu isteyecek.
Alırsa, yoluna devam edecek.
Kuramazsa?..
O durumda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görevi, sandıktan ikinci
parti olarak çıkan CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na
vermesi söz konusu. Bunun için de Kılıçdaroğlu ile çay bahçesinde
buluşmayacak. Kalkıp CHP Genel Merkezi’ne ya da evine gitmeyecek.
Doğal olarak Kılıçdaroğlu’nu Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi’ne davet edecek.
O durumda ne olacak?
Çünkü, Kemal Kılıçdaroğlu “Beştepe’ye gitmem” diye
direniyor!
Geçtiğimiz perşembe akşamı CHP Genel Başkanı ile bir süre sohbet
ettik. AK Parti ile koalisyona gitmesi halinde, Cumhurbaşkanı
Erdoğan Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde toplarsa
ne yapacağını sorduk. Kılıçdaroğlu aynen şunları söyledi:
“Başbakan ben olursam gitmem. Başbakan Yardımcısı niye olayım?
Belki olmam. CHP ortaklık kurdu diye illa Başbakan Yardımcısı
olacağım diye bir düşüncem yok.”
Böylece, muhtemel bir AK Parti-CHP koalisyonunda kabine dışı
kalabileceğinin sinyalini de verdi.
Dikkat ederseniz Kılıçdaroğlu, “Beştepe’ye ben gitmem” diyor. Sırf
bunun için kabine dışı kalabileceğini söylüyor. Muhtemel bir AK
Parti-CHP koalisyonunda bakan olacak CHP’liler için ise bağlayıcı
bir ifade kullanmıyor.
“Onlar gidebilir, ben gitmem” anlamı çıkıyor söylediklerinden.
Garip, anlaşılmaz bir durum!
Oysa, Cumhurbaşkanı’nın dilediği zaman Bakanlar Kurulu’na başkanlık
etmesi, Anayasa ile kendisine tanınan bir yetki. Kılıçdaroğlu, hem
“Erdoğan anayasal sınırlara çekilmeli” diyor hem de
Cumhurbaşkanı’nın anayasal bir yetkisini kullanmasına karşı
çıkıyor.
Dedim ya, garip ve anlaşılmaz bir durumla karşı
karşıyayız!
* * *
Kılıçdaroğlu, “Beştepe’ye gitmem” dediğine göre…
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hükümeti kuramaması halinde kendisine
görev verilmesinin önünü de kesmiş oluyor.
Eğer bu tutumda devam ederse…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni hükümeti kurması amacıyla yapacağı
görevlendirme de gerçekleşmeyecek. Erdoğan, kendisini Beştepe’ye
davet edecek. Kılıçdaroğlu, “Olmaz, ben oraya gelmem”
diyecek.
“Küstüm, oynamıyorum” der gibi!
Olacak iş mi, normal mi bu? Tabii ki değil!