ABD süper bir güç. Rusya da bir dev. Ayrıca, bunların İngiltere’den Almanya’ya kadar uzanan batıdaki kuyrukları var. Üstüne İran’ı da ekleyebiliriz. Hepsinin ortak özellikleri, el ele verip, sözde DAEŞ denilen terör örgütü ile savaşmaları.
DAEŞ ise halen ayakta!
Normal mi bu sizce? Değil elbette. Ortada eşyanın tabiatına aykırı,
kabul edilmesi güç bir durum var!
Gariplik bu kadarla da sınırlı değil. Önce Esad saldırdı, geniş
kitleler Türkiye’ye aktılar. Sonra DAEŞ devreye girdi, Kobani bu
tarafa yöneldi. Ezidiler kitleler halinde Türkiye’ye kaçtı.
Türkmenlerde de aynı tablo yaşandı. Onlardan boşalan yerlere de ABD
ve Rus destekli PYD yerleşti.
Tek istisnası Bayır-Bucak bölgesi oldu. Oradaki Türkmenler “hayır”
dediler. “Burada ölürüz, ama topraklarımızı terk etmeyiz” diye
direndiler. Bu defa Rusya uçakları ile devreye girdi. Orası da
halledildi.
Bütün bu operasyonlar yapılırken, hep DAEŞ bahane edildi. Bölgedeki
demografik yapıyı değiştirme operasyonunun en önemli ayağını DAEŞ
oluşturdu.
Nihayet bu garip ittifaka BM de dahil oldu. Rusya destekli rejim
kuvvetlerinin son saldırıları üzerine BM’den bir açıklama
geldi:
“Türkiye mültecilere sınırlarını açmalı. Açık kapı politikası
uygulamalı”
BM, adeta “Son kalanlar da Türkiye’ye sürülsün, bölgede demografik
yapıyı değiştirme operasyonu noktalansın” demeye çalıştı!
Oysa, BM’nin görevi bu değil. O, çatışmaları durdurmak,
yerlerinden, yurtlarından sürülen, yok edilmeye çalışılan Arap,
Türkmen, Kürt ve diğer etnik unsurları korumak için var.
* * *
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara, ardından da Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın devamı olarak Kilis’ten yaptığı
çıkışları, bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Türkiye, BM’nin de içinde bulunduğu oyunun farkında. Yalçın
Akdoğan’ın, “Büyük bir göç dalgası daha gelirse, bu Avrupa’yı da
vurur” sözleri, “ayağınızı denk alın” mesajı olarak
değerlendirilebilir.
BM, oyunun o kadar içinde ki, Türkiye’nin bölgeye yaptığı insani
yardımlardan bile rahatsız. Bazı BM yetkilileri, Türkiye merkezli
yardım kuruluşları yetkililerine, “Yaptığınız yardımlarla, direnci
destekleyip, göçü engelleyeme çalışıyorsunuz” ifadesini bile
kullandılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey BM, sen ne için varsın?” sorusunu durup
dururken sormadı. O sözlerin arkasında, Suriye’deki gelişmelere
duyulan tepki var.
Herkes bölgeye yönelik kılı kırk yaran hesaplar yaparken, doğal
olarak Türkiye de konumunu alıyor tabii!