Türkiye-Almanya ilişkileri giderek kötüye
gidiyor. Yapılan kamuoyu araştırmaları Almanların yüzde 50’sinin
artık tatil için Türkiye’yi düşünmediklerini
gösteriyor.
Almanya’da Türkiye’ye karşı olumsuz hava iki ülke arasında dozu
giderek artan karşılıklı inatlaşmanın beraberinde başta turizm
olmak üzere büyük ölçüde Türkiye aleyhine sonuçlar getireceğini
gösteriyor. Bu gelişmeler kanımca Türkiye’deki Alman yatırımlarını
etkilemeyecek. Nitekim aralarında Mercedes Benz gibi büyük
kuruluşlarında bulunduğu, Türkiye’de yatırımları bulunan 681 Alman
firmasının FETÖ
ile “iltisaklı” olduğu
gerekçesiyle hazırlanan ve Almanya’ya gönderilen
liste “yanlışlıkla gönderilmiş” denerek
resmen geri çekildi.
***
Köşe yazarlığı bir yana sokaktaki insan
olarak ülkemdeki medya üzerindeki baskıları, gazetecilerin, muhalif
politikacıların tutuklanmalarını, üniversitelerden yüzlerce
akademisyenin ihracını eleştiriyorum. Önümüze sürülen gerekçeler
bana inandırıcı gelmiyor.
Bu antidemokratik uygulamalar başta Avrupa Birliği üyeleri olmak
üzere uygar Batı dünyasında da tepkiyle
karşılanıyor.
Bu tepkiler somut yaptırımlara evirildiğinde gelecek yükleri
bizler, bu ülkenin yıllardır orta gelir bataklığında debelenen
yurttaşları omuzlamak zorunda kalacağız.
***
Bilindiği gibi Almanya ile kriz önce Die
Welt gazetesinin Türk asıllı Almanya yurttaşı
muhabiri Deniz Yücel’in “PKK
propagandası”, sonra da Uluslararası Af Örgütü, Helsinki
Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Eşit Haklar İçin
İzleme Derneği gibi uluslararası saygınlığı olan insan hakları
savunucularının Büyükada’da yaptıkları bir toplantıya danışman
olarak katılan Peter
Steudtner’in diğer beş kişiyle
birlikte “silahlı terör örgütüne
yardımetmek” suçlamasıyla
tutuklanması üzerine patlak vermişti.
Kriz giderek büyüdü, Türkiye’ye yapılan yardımların durdurulmasına,
AB fonlarının kesilmesine, Türkiye’nin Gümrük Birliği üyeliğinin
sorgulanmasına, Türkiye’nin AB ile sürdürdüğü üyelik
müzakerelerinin askıya alınması önerisine kadar geldi. Gelişmelerin
en vahim yanı da bunların Alman halkına yaygınlaşarak yansıması. Bu
arada T.C. yurttaşlarının AB ülkelerinde vizesiz serbest dolaşımı
da hayal oldu.
Yukarıda da belirtildiği gibi eninde sonunda bu olumsuz
gelişmelerin ceremesini toplum olarak biz çekeceğiz. Çekmeye
başladık bile.