Dünyaya geldiğim Cihangir, Sormagir (Başkurt) Sokak’ta karşı
apartman komşularımızdan Pembe Teyze’nin
ortaokul çağlarındaki ikiz
torunları Çetin veMetin ağabeylerin
Galatasaray tutkularına imrenerek sarı-kırmızılı takımın yandaşı
olmuştum. Henüz 6 yaşındaydım. Artık ben de Galatasaraylıydım ya,
ilerideki yıllarda deniz albaylığından emekli olacak olan
Çetin-Metin ağabeylerim beni omuzlarına alırlar, adı o yıllarda
İnönü olan Mithatpaşa Stadyumu’na götürürlerdi.
Turgay Şeren, benim sarı-kırmızılı olduğum
1949 yılında henüz Galatasaray Lisesi öğrencisiyken İstanbul
Ligi’nde Galatasaray forması ile kaleci olarak top oynamaya
başlamıştı. Çetin-Metin ağabeyler 30 Ekim 1949 günü bana bir doğum
günü hazırlamışlar, beni “bizim” 1-0 kazandığımız Vefa
maçına götürmüşlerdi. Bu maç 17 yaşındaki Turgay Şeren’in A takımı
formasıyla çıktığı ilk maçtı. Bu maç, bir futbol efsanesi olan ünlü
kalecimizin futbolculuk hayatında bir kilometre taşıydı.
***
Turgay Şeren futbolculuk yaşamında 369’u ligler, 18’i Türkiye
Kupası, 18’i de Avrupa Kupaları olmak üzere 405 maça çıktı. 5’i 21
yaş altı, 46’sı da A takımında olmak üzere 51 kez ulusal formayı
giydi. 1951 yılında Berlin’de Batı Almanya ile oynayıp 2-1
kazandığımız maçın sonrasında kendisine Almanlar
tarafından “Berlin Panteri”lakabı takıldı.
Müthiş bir “altı pas” kalecisiydi. Takım kaptanı olarak
kaleden 80 metre uzakta oynayan takım arkadaşlarını bile
yönetebilecek üstün bir yeteneğe sahipti.
1959-1960 sezonunda Galatasaray’ın oynadığı 38 maçın 34’ünde yer
almış, bu maçların 17’sini gol yemeden kapatmıştı.