İktidar partisinin başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere üst
katlarında bir panik yaşanıyor. Belediye başkanlarının istifaya
zorlanmaları, İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir gibi
büyükşehirleri, Düzce’yi, Niğde’yi içine alan operasyonun başka
kent ve ilçelere de yayılacağının işaretleri yaşanan bu panik
durumunu yansıtıyor.
Konuyu büyükşehirleri ele alarak açıklamaya çalışacağım. Çünkü
Türkiye’nin kaderini belirleyecek 4 Ağustos 2019 Cumhurbaşkanlığı
ve TBMM seçimlerinin sonucu büyük ölçüde büyükşehirlerdeki seçmenin
sandık başındaki davranışına bağlı.
*** Önce 30 büyükşehri anımsayalım:
İstanbul (51.4), Ankara (51.2), İzmir (68.8), Adana (58.2), Antalya
(59.1), Aydın (64.3), Balıkesir (54.5), Bursa (46.8), Denizli
(55.5), Diyarbakır 67.6), Erzurum (25.5), Eskişehir (57.6),
Gaziantep (37.5), Hatay (54.4), Kahramanmaraş (26.0), Kayseri
(32.2), Kocaeli (43.3), Konya (27.1), Malatya (30.4), Manisa
(54.3), Mardin (59.0), Mersin (64.0), Muğla (69.3), Ordu (38.1),
Sakarya (31.9), Samsun (36.4), Şanlıurfa (29.2), Tekirdağ (61.1),
Trabzon (33.5) ve Van (57.3). Parantez içindeki sayılar 16 Nisan
2016 Anayasa Referandumu’nda verilen “hayır” oylarını yüzde olarak
gösteriyor.
Büyükşehirlerde kullanılan oyların toplamı 37 milyon 227 bin 349.
“Evet” oylarının toplamı 18 milyon 423 bin 5 iken “hayır” oylarının
toplamı 18 milyon 804 bin 344. Yukarıda sözü edilen paniğin
nedenlerinden biri büyükşehirlerdeki “hayır” oylarının toplamının
yüksekliği.
Referandumun Türkiye genel sonucu ise Yüksek Seçim Kurulu
verilerine göre şöyle. Evet: 25 milyon 157 bin 25 (yüzde 51.4).
Hayır: 23 milyon 777 bin 91 (48.6). Tüm şaibelere karşın aradaki
fark “evet” lehine yalnızca 1 milyon 379 bin 934’tür.
Bu, kapanması olanaksız...