Seçimlere iki gün kaldı.
Ya herru ya merru seçimi bu.
Ya aydınlığa çıkacağız ya da karanlıkta
boğulacağız.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumuz
Muharrem İnce’ye. 104 miting
yaptı. İyice tanıdık kendisini. Pozitif düşünen bir kişiliği var.
Eşitlikçi, özgürlükçü, adil, demokrat bir siyasetçi. Üzerine atılan
iftiraları kanıtlarıyla boşa çıkardı. Cumhurbaşkanı’nın şu
sözlerine bakar mısınız? “İnce, Niğde’ye gitti ama demokrasi
şehidi Ömer
Halisdemir’in mezarına gidip bir Fatiha
okumadı!” Ertesi gün ortaya bir fotoğraf çıktı: Muharrem İnce,
Halisdemir’in mezarı başında dua okuyor!
Seçim sürecinde bu iftiraların benzerlerine çok
tanık olduk.
Bu sürecin bir yıldızı bir de mağduru
var.
Yıldızı Muharrem İnce, mağduru ise
Selahattin Demirtaş.
Demirtaş, aylardır Edirne Cezaevi’nde tutuklu.
“Cumhur İttifakı” sözcülerinin dediklerinin
aksine “7 Ekim olaylarında kitlelere sokağa dökülün
çağrısı yaptığı için” tutuklanmadı. Hakkında bu
nedenle bir soruşturma, bir kovuşturma açılmadı. O da bu iftiralara
karşı cezaevinden direniyor, kampanyasını cezaevinden
sürdürüyor.
***
Cumhurbaşkanlığı seçimi büyük olasılıkla
ikinci tura kalacak. Bu turda sandıklara iyice yüklenmek gerekiyor.
Millet İttifakı’na dahil İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat
Parti’nin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi de ikinci turda
Muharrem İnce’yi destekleyeceklerini açıkladılar.
Bu, umudumuzu yükseltiyor.
24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle
birlikte milletvekilleri de seçilecek. Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 1-2 az oy alması
ülkenin kaderini belirleyici ölçüde değiştirmiyor, fakat Halkların
Demokratik Partisi’nin yüzde 10 barajının altında kalması AKP’ye
fazladan 60-80 arasında milletvekili kayması anlamına geliyor. AKP
ancak bu durumda TBMM’de çoğunluğu alabiliyor.
Bu, bıçak sırtında bir seçim. Stratejik
düşünmek zorundayız. Oylarımızı duygularımız değil, mantığımız
yönlendirmeli.
Mantıklı davranalım, umudumuzu
koruyalım.
***
AKP’ye unutamayacağı bir ders verelim,
“zulümle abat olunamayacağını”
gösterelim.
Mutlaka sandığa gidelim.
Oylarımızı Türkiye’nin aydınlık geleceği
için,
Barış için, özgürlük için, demokrasi için,
kardeşlik için,
Çocuklarımıza mutlu, güzel, yaşanacak bir
ülkeyi miras bırakabilmek için,
Kadın-erkek eşitliği için,
Doğamızı korumak için,
Hayvan hakları için Kullanalım.
Yazımı Tevfik Fikret’ten bir
kıta ile noktalıyorum.
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası
varsa
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü
vardır.
Göz yumma güneşten ne kadar nuru
kararsa
Sönmez ebedi her gecenin gündüzü
vardır.