Doğu Avrupa ile Çin’deki sosyalist gelişmelerin, Albania’yı
(Arnavutluk) ülkesindeki Albany kenti sanacak kadar ahmak olan
ortalama Amerikalıları dehşete düşürdüğü o dönemde, bir paranoyak
olan senatör Joseph McCarty’nin
antikomünist savaş ilanı toplumda geniş bir destek bulmuştu.
10 Haziran 1955 günü İstanbul Hilton Oteli açılmıştı. Gala
konserine “Around the World” şarkısıyla başlayan “kadife sesli
şarkıcı” Nat King Cole, otelci Nick
Hilton’ın sevgilisi, sinema oyuncusu Terry
Moore’un Milliyet muhabiri İlhan Demirel
tarafından çekilen külotsuz fotoğrafı kadar ses getirmemişti.
O dönem radyolarda sıkça çalınan şarkılardan biri de Celal
İnce’nin bestesi olan Amerika idi. “Amerika, Amerika,
Türkler dünya durdukça/Beraberdir seninle, Hürriyet savaşında/ Bu
bir dostluk şarkısıdır, kardeşliğin yankısıdır/Kore’de olduk kan
kardeşi, sönmez bu dostluğun ateşi/ Azmimizdir hür yaşamak, Dünyada
sulhu sağlamak.”
*** Artık ABD’nin gözüne iyice
girmiştik. Başkan Eisenhower 28 Ocak 1954 günü
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın göğsüne kendi eliyle
Liyakat Madalyası’nın en yüksek nişanını takarken, sevincimizden
havalara uçmuştuk.
Ama aynı yılın ekim ayında gazetelerde İzmir NATO karargâhında
görevli dört Amerikalı çavuşun Türk bayrağını yırtıp çiğnediklerini
okuyunca dehşete düşecektik. Onlar Washington’da hapşırır, biz
Ankara’da nezle olurken bu bayrak yırtma ne anlama geliyordu?
Şükran Kurdakul’un “İzmir’in İçinde Amerikan
Neferi” adlı şiiri o günlerdendir:
“İzmir’in içinde Amerikan neferi/ Nereye baksam/ Cemseler mi,
cipler mi, arabalar mı/ Bu mu benim Güzelyalım,/ Bu mu benim
Karşı...