Yıllar önce okuduğum o
kitap Terentius, Cicero veya Seneca’nın
mıydı? Anımsamıyorum. Fakat Çağlayan Adliye Sarayı’ndaki özensizce
senaryolaştırılmış Cumhuriyet duruşmalarını izlerken, birden o
kitaptan bir tanımlama belleğimde
canlanıverdi: Comoedia
Jure…
Hukuk Komedyası…
FETÖ’cü kebapçılar, pideciler, parkeciler, her
gün gazetelerde ilanlarını, televizyonlarda reklamlarını
izlediğimiz
turizmciler… “İltisaklar”, “irtibatlar”,
daha “bilmem neler”,
vesaireler…
10 yıllar, 15 yıllar, 20 yıllar, 25
yıllar…
İddia edilen suç FETÖ
destekçiliği!
Yuh yani…
Koca koca adamlar… Yüce Türk adaletinin mümtaz
temsilcileri, FETÖ
sanığı, Gülen koruyucusu
savcılar…
Önlerinde
bu “tarafsız”, “bağımsız” cumhuriyet savcılarının yazdığı
pidecili, kebapçılı,
parkecili “çöp” iddianameler,
ellerinde de bakire
tanrıça Themis’in adalet
terazisi, yakaları yaldızlı
cüppeleriyle “bağımsız”, “tarafsız” yargıçlar…
Hükmü onlar
verecekler.