Bu kasvetli, boğucu günlerde biraz olsun havayı değiştirip
soluklanmak için kaleme aldım bu yaşanmış öyküyü…
Yıl 1987. Almanya’nın Marl kentinde 25 kadar mülteci
bir “yurttaşlık bildirgesi” yazıp yayımlamak üzere
bir araya gelmişiz. Hemen herkes “sol”un başka bir akımından…
Kimimiz TİP’li, kimimiz TSİP’li, kimimiz TKP’li, kimimiz
Aydınlıkçı, kimimiz Dev-Yol’cu…
İki gün sürecek toplantının ilk saatlerinde herkesin üzerinde bir
tedirginlik var;“normal” koşullarda bir araya gelmeleri pek
olanaklı olmayan bu insanlar nasıl olup da ortak bir bildirge
kaleme
alacaklar? Demir Özlü, İsmail
Çoban, Ömer Polat,Ataol
Behramoğlu, Dursun Akçam, Nizamettin
Arıç, Hüseyin Erdem, Ergin
Erkiner, Fuat
Saka, Tektaş
Ağaoğlu, Yusuf Ziya
Bahadınlı, Mahmut Baksı ve daha
birçok arkadaş geniş bir (U) şeklinde düzenlenmiş masalarda yan
yana oturmuş, tartışıyoruz.
Doğal ki tartışmaların dozu zaman zaman artıyor fakat bir süre
sonra yeniden yumuşuyor. İlk günün akşamı içilen şarapların,
biraların da etkisiyle insanlar birbirlerine daha bir dostça, daha
bir hoşgörüyle yaklaşıyor.
Ertesi gün 4 Nisan 1987 tarihli ortak bildirgenin kaleme alınması
başarılıyor. İsteyince oluyor.
***
Şimdi geriye dönüş zamanı. Almanya’nın Hamburg kentinde
yaşıyorum ama yolum Paris’e. Hamburg’daki Galeri Art Intercultura
adlı sanat galerimde altı haftadır sergilenen Utku
Varlık’ın tablolarını geri götürüyorum. Canım dostum,
ağabeyim Dursun Akçam Paris’e gideceğimi biliyor. Yola çıkmadan bir
süre önce yanıma geliyor, “Yahu bizim Ataol da Paris’e
gidiyor, onu da alır mısın” diye soruyor.“Ağabey, iyi,
alırım da ben sınırı yasal olmayan yollardan
geçeceğim, çünkü elimdeki mülteci pasaportu Almanya
dışına seyahat etmeme izin vermiyor…” Dursun Akçam hiç
oralı olmuyor, “Sen becerirsin!” diyor.
Neyse yola çıkıyoruz, Ataol yanımda oturuyor. Uzunca bir süre ne
konuşacağımı bilemediğimizden hiç konuşmuyoruz. Ataol, sınırı geçiş
konusunda haklı olarak endişeli. Bunun dışında ikimizin siyasal
yaklaşımlarındaki farklılık da bir konu açmamıza engel gibi geliyor
bana. En iyisi susmak!