Bugün Mustafa Kemal Atatürk’e ve ailesine en galiz ifadelerle
saldıran çetenin kökleri 21 Kasım 1911 yılında Mutedil
Hürriyetperveran ve Ahrar fırkalarının birleşmesiyle kurulan
Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na (HİF) uzanmaktadır.
İngilizlerin destekleriyle kurulan fırka, kendisini var eden ve
1902’den beri faaliyet gösteren Teşebbüsü Şahsi Ademi
Merkeziyetçilik Cemiyeti ile birlikte, etnik sorunlar yaşayan
Osmanlı topraklarında örgütlenmeye çalıştı ve Ermeniler başta olmak
üzere çeşitli azınlık topluluklarından destek buldu.
HİF’çiler 13 Haziran 1913’te İttihatçıların desteklediği, ancak
yansız bir siyaset izleyen Mahmut Şevket Paşa’yı öldürdüler.
Cinayette yer alan HİF üyelerinden bir bölümü idam edildi, bir
bölümü Sinop Cezaevi’ne kondu, bir bölümü de yurtdışına kaçtı.
Fırka dağıldı.
***
Birinci Dünya Savaşı sonrası İttihat ve Terakki Partisi
kapanınca yeniden ortaya çıktı. Fırkanın kuruluşu 22 Ocak 1919’da
yayımlanan bir bildiriyle duyuruldu. Fırkanın ilk işi, “ittihatçı
işi” saydıkları “Müdafaa-i Hukuk hareketini önlemek için”
girişimlerde bulunmak oldu. İngiltere desteğiyle büyük paralar
harcayarak, milli mücadeleye karşı ayaklanmalar düzenlediler.
Ulusal bağımsızlık savaşı verenler onlara göre “yeni Celalîler”di.
Ulusal kurtuluşçularla “Kemalîler” diyerek alay ediyorlardı.
Refik Halit’in (Karay) 1920’de yazdıklarına bir göz atalım: “Bizim
için tutulacak tek yol, tek kurtuluş yolu Mütareke’den (Mondros)
hemen sonra İngiltere ileberaber yürümek için siyasi girişimde
bulunmaktı.”
Bu inciler de aynı dönemde Refii Cevat’tan (Ulunay): “Yunanlılar,
silah omuzda bütün Anadolu’yu baştan başa kat edecekler… Bu
serseriler (Türk ordusu) karşılarında muntazam bir kuvvet
gördüklerinde çil yavrusu gibi dağıldılar… Görüyoruz ki Yunanistan
kısa bir süre içinde çapulcuları (Kurtuluş savaşçılarını) tamamen
ortadan kaldıracaktır.”
HİF, ilk genel başkanları Damat Ferit’in Kurtuluş Savaşı süresince
İstanbul’da kurduğu beş hükümete de nazır/bakan verdi. Mütareke
döneminin “işbirlikçi” iktidar partisiydi. Sevr Antlaşması’nın
görüşüldüğü Saltanat Şûrası’nın hemen tüm üyeleri İtilafçı idi.
Sevr’in kabul edilmesi de bu şûrada karar verildi ve onaylandı.
***
İtilafçıların hiçbir öngörüsü doğrulanmadı. Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ün önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşı zaferle
sonuçlandı, işgalci Yunan ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’den denize
döküldü. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kuruldu. Aydınlanma süreci
başladı. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin temelleri
atıldı. Türkiye Cumhuriyeti her alanda kendi kurumlarını kurdukça
güçlenmeye başladı.
Hevesleri kursaklarında kalan İtilafçılar uzunca bir süre sindiler,
fakat 14 Mayıs 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle
kafalarını kaldırdılar. Atatürk’e saldırılar başladı, her gün
ülkenin dört bir yanında Atatürk büstleri, heykelleri balyozlarla
parçalanıyordu. Demokrat Parti bu saldırılara önlem olarak
iktidarının ilk yılında, 31 Temmuz 1951’de “Atatürk’ü Koruma
Kanunu” olarak bilinen Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar hakkında
5186 sayılı kanunu çıkardı.