Tümce şöyle devam
eder, “… Hâkimiyet-i Milliye’ye müstenit,
müstakil, yeni bir Türk devleti
kurmak”.
Mustafa Kemal Atatürk, 9. Ordu
Müfettişi olarak Samsun’a
çıkışının “asıl” nedenini
Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan hareket etmeden hemen önce bu tek
tümcede açıklamıştı.
Bu, Anadolu ve Trakya’nın düşman işgalinden
kurtarılarak Osmanlı enkazı üzerinde bağımsız ve modern bir
devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma projesiydi. Tümce,
benzersiz bir kararlılığı, somut hedefleri içermekteydi. Böylesine
muazzam bir projeyi kısacık bir cümlede özetlemek ve adım adım
gerçekleştirmek yeryüzünde başka hiçbir kumandana ve devlet adamına
nasip olmamıştı.
“Ulusal egemenliğe dayalı,
bağımsız” Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş
sürecinde atılan adımlara bir
bakalım.
İlk
adım Mustafa Kemal’in 21-22 Mayıs 1919 gecesi
9. Ordu Müfettişi kimliğiyle yaveri Cevat
Abbas Bey’e yazdırdığı Amasya
Genelgesi’dir.
İkinci
adım bu genelgede çağrısı yapılan ve 23
Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplanan Erzurum
Kongresi’dir.
Üçüncü
adım işgale uğrayan ülke topraklarını
kurtarmak ve ulusun bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak
amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas’ta bir araya
gelmesiyle, 4 Eylül-11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen
Sivas Kongresi’dir.
Dördüncü
adım İstanbul’da bulunan Meclis-i Mebusan’ın
İngilizler tarafından kapatılması üzerine Mustafa Kemal’in Heyet-i
Temsiliye’yi temsilen Meclisi Ankara’da toplanmaya çağırması ve 21
Nisan 1920’de yayımladığı bir bildiri ile Meclis’in 23 Nisan
1920’de toplanacağını duyurmasıdır. 23 Nisan Cuma günü Hacı Bayram
Camii’nde kılınan cuma namazının ardından dualar ile Meclis açıldı.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Meclis-i Mebusan
üyelerinden oluşan 324 milletvekili ile kurulan Meclis, zorluklar
nedeniyle 115 milletvekili ile açıldı. Aynı gün gerçekleşen
toplantıda Meclis adının Türkiye Büyük
Millet Meclisi olmasına karar
verildi.