25 Eylül yaklaştıkça IKBY Başkanı Barzani üzerindeki
"referandumu ertele" baskısı iyice artıyor. Büyük ve bölgesel
güçler Erbil'i kararından vazgeçirmeye çalışıyor. Elbette, "Büyük
Kürdistan" idealini Ortadoğu'nun daha da parçalanması için bir
fırsat olarak gören İsrail hariç.
Oluşacak devlet kendi güdümünde olmasa bile Kürtlerin, Arap, Fars
ve Türk denizinde "düşman" konumuna koyulması bile Tel Aviv için
yeterli. Bu arada, Irak Meclisi "referandum" kararını "Anayasaya
aykırı" bulurken, Başbakan İbadi, Meclis'in verdiği geniş yetkiye
dayanarak Kerkük valisini görevden aldı.
DEAŞ ile mücadele boyutuyla "zamanlamayı" uygun bulmayan ABD'li
yetkililer ise bir yandan Barzani'ye "ertele" çağrılarını
yineliyorlar. Diğer yandan ise Bağdat ile Erbil arasında mekik
dokuyorlar. Her iki taraf açısından onurlu bir çıkış bulabilmek
için...
Erbil'den gelen haberler referandumun ertelenebileceği yönünde.
Özel temsilci B. McGurk, BM Irak Temsilcisi J. Kubis ve İngiliz
Büyükelçi F. Baker'in sunduğu "alternatifi" Barzani'nin
değerlendirmeye aldığı açıklandı. Siz bu satırları okurken erteleme
kararı ajanslara düşerse şaşırmayalım.
Şurası net, uzun yılların siyasetçisi Barzani, DEAŞ ile mücadele
bitmeden ve Irak merkezi hükümeti gücünü konsolide etmeden
"bağımsızlık" kararını cebine koymak istedi. Hem bütçe dağılımı,
ordunun kompozisyonu ve tartışmalı bölgelerin geleceğinde etkili
olabilmek için. Hem de adım adım gerçek "bağımsızlık" sürecini
yürütebilmek için.
En büyük motivasyonu Kürdistan'ın "kurucu, sembolik lideri" olarak
tarihe geçmekti. Ve en uygun zamanın geldiğine inanmıştı.
Barzani'nin "referandum" kararının başından itibaren bir kumar
olduğu söylenebilir. Ancak Kerkük'ün referanduma dahil edilmesi ve
"Kerkük için savaşırız" restiyle bu karar artık Barzani'nin
"kaderinin" de belirleyicisi haline geldi.
Bu yönüyle artık süreç "kaybet kaybet" denklemine dönüştü.
Kanaatimce, Barzani, referandumu yapabilirse de ertelerse de
kendini iktidarda tutmakta çok zorlanacak.
Öncelikle, bölgesel güçlerin "toprak bütünlüğünü koruma"
yönündeki stratejik tercihlerini karşısına aldı. İran'ın KYB ve
Goran Hareketi üzerinden Barzani'yi devirmeye çalıştığı
biliniyor.
Bu kararla Barzani, en önemli bölgesel müttefiki olan Türkiye
nezdinde "güvenilirlik" endişesini tavan yaptırdı. Referandumun
yapılması durumunda Bağdat'ın toptan bir askeri operasyon yapma
ihtimali zayıf ise de Kerkük etrafında Peşmerge-Haşdi Şaabi
çatışması başlayabilir. Dahası, Tahran ve Bağdat, Barzani'yi
devirme konusundaki girişimlerini hızlandıracaktır.
Bu durumda ABD'nin ne yapacağı önemli olmakla birlikte İran'ın daha
iddialı hale geleceği ve Türkiye'nin Barzani'yi desteklemekte
zorlanacağı öngörülebilir.
"Belli kazanımlar" koşuluyla referandumun ertelenmesi durumunda bile Barzani kendini zayıflamış bir siyasi ortamda bulacak. İçeride "başkanlık seçimlerini yapma" baskısı ile referandumu erteleme "başarısızlığı" birleşecektir. Ve Türkiye ile daha yoğun işbirliği yaparak "güven tazeleme" çabasına girmek zorunda kalacak.
***