Burhanettin Duran Sabah Gazetesi

"Çözüm Süreci"ne ne zaman geri dönülür?

Son dönemde "süreç" kelimesini çok duyar olduk. Barış da savaş da bir süreç... PKK ile mücadelenin bir "süreç" olduğu hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu...

31 Temmuz 2015 | 115 okunma

Son dönemde "süreç" kelimesini çok duyar olduk. Barış da savaş da bir süreç... PKK ile mücadelenin bir "süreç" olduğu hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu tarafından vurgulandı.
Erdoğan, Çin-Endonezya resmi gezisine çıkarken, PKK'nın silahlı güçlerinin ülkeyi terk etmediği durumda "çözüm süreci"nin devam etmesinin "zor" olduğunu belirtti. Parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen Erdoğan, terörle ilişkilenen milletvekillerinin (HDP'li vekilleri kastederek) dokunulmazlığının kaldırılmasından bahsetti. İşte bu noktada "çözüm süreci fiilen bitti," "krizde" ya da "durgunluğa girdi" gibi hüküm cümlelerini duyuyoruz. Bu cümlelerin işaret ettiği bir gerçeklik var. Artık "iki sürecimiz" var; birisi "terörle mücadele," diğeri "çözüm süreci"... 
İkisi birbirine zıt olan bu süreçler hangisinin bittiğinin adı konmadan bir süre birlikte devam edecek. Türkiye devleti her modern devlet gibi "cebir" tekelinin elinde olduğunu, güneydoğuda paralel bir yapılanmaya müsaade etmeyeceğini gösterecek. PKK da hem eylem yapma kapasitesini hem de bölgesel bir aktör olduğunu sergileyecek. Bu iki tavır da çözüm sürecinin "yoğun bakım"a alınması demek... Kanaatimce çözüm süreci "bu ülke"nin evlatlarının nihayet barışı ve birlikte yaşamayı başarma projesi olduğu için eninde sonunda hayata geçecektir... Lakin içinden geçtiğimiz günler de aktörlerin muhasebe zamanı... 

***


Devletin çözüm süreci muhasebesini uzun süredir yaptığını ve Erdoğan'ın "ortada masa kalmadığı" mesajı ile yeni bir evreye girildiğini biliyoruz. Bu yeni evreye hızlıca geçilmedi... AK Parti Hükümeti kendi başlattığı Çözüm sürecine olan bağlılığı sebebiyle şartları sonuna kadar zorladı. PKK-HDP çizgisinin Suriye'deki savaşı ve iç siyasetteki krizleri (Gezi ve 17 Aralık) fırsat bilerek çekilme sözünü tutmadığı, aksine yeni militanlar devşirerek savaşma kapasitesini yükselttiği iyice netleşince "krizin" adı konuldu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması 27 Nisan 2024 | 131 Okunma Özel’in yeni siyaset tarzı nereye kadar? 26 Nisan 2024 | 1.420 Okunma Zamanın Hitler’i hesap vermekten kaçamayacak 24 Nisan 2024 | 1.289 Okunma Irak ile yeni başlangıçlar 23 Nisan 2024 | 1.342 Okunma Seçim sonrası Türkiye’nin Ortadoğu gündemi 20 Nisan 2024 | 135 Okunma