Burhanettin Duran Sabah Gazetesi

AK Parti’nin geleceğinin kodları

Bugün AK Parti'nin iktidara gelişinin on beşinci yılı tamamlandı. Kuruluşundan on dört ay sonra Türkiye'yi yönetmeye başlayan bu parti hakkındaki "tartışma" hiç bitmedi. Başlarda Milli Görüş...

03 Kasım 2017 | 4.783 okunma

Bugün AK Parti'nin iktidara gelişinin on beşinci yılı tamamlandı. Kuruluşundan on dört ay sonra Türkiye'yi yönetmeye başlayan bu parti hakkındaki "tartışma" hiç bitmedi. Başlarda Milli Görüş kökeni ve değişim beyanının "samimiyeti" sorgulandı.
Sonrasında ise icraatlarıyla, dönüşümüyle ve lideri Recep Tayyip Erdoğan ile hep odakta oldu. Elbette bunun ana sebebi on beş yıl boyunca kesintisiz olarak ve tek başına ülkeyi yönetme başarısını göstermesi.
AK Parti Türkiye'yi hem 28 Şubat döneminin ekonomik-siyasi krizinden çıkardı hem de AB ile tam üyelik müzakerelerine taşıdı. Hem Kemalist vesayetin direncini kırarak "muktedir" oldu hem de statükoda köklü değişim yapma iradesini gösterdi.
Arap isyanlarının getirdiği ilk olumlu havayı kazanıma çevirmeye de çabaladı.
Bahar kışa döndüğünde gelen kaosu ve krizleri de yönetmeye çalıştı. Çözüm sürecini başlatma riskini de aldı, sürecin PKK tarafından bitirildiğini kabullenip terörle mücadeleye yoğunlaşma kararını da verebildi.
AK Parti, 2013'ten bugüne devam eden ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde zirve yapan "türbülansı" karşılamada cesur davrandı. 16 Nisan referandumu ile alışkın olduğumuz parlamenter sistemi yeni bir cumhurbaşkanlığı sistemi ile değiştirme cesaretini gösterdi. En son ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parti genel başkanlığına dönüşü ile bazı belediye başkanlarını istifaya davet etme riskini aldı.
Bu cesaretin temelinde siyasi konjonktüre ve trendlere aktif, hızlı karşılık verebilme kapasitesi yatıyor. Mesele sadece gerçeklerin ve ihtiyaçların dayattığı pragmatizm değil.
Aynı zamanda gerekirse Türkiye'nin menfaatleri çerçevesinde direnebilme iradesi.
Değişim ile direncin sentezi diyebiliriz bu tarzı siyasete. Böylece AK Parti dünya, bölge ve Türkiye siyasetinin mecburiyetlerine uygun olarak kendini değiştirmekten kaçınmıyor.
Saldırı altında olduğunda da mücadele etmekten geri durmuyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? 30 Nisan 2024 | 2.034 Okunma Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması 27 Nisan 2024 | 135 Okunma Özel’in yeni siyaset tarzı nereye kadar? 26 Nisan 2024 | 1.422 Okunma Zamanın Hitler’i hesap vermekten kaçamayacak 24 Nisan 2024 | 1.293 Okunma Irak ile yeni başlangıçlar 23 Nisan 2024 | 1.343 Okunma