Tarafsız Bölge'de tam "aman nazar değmesin" derken Ahmet Hakan
yine golünü attı. Son dakikalarda konuyu Ordu'daki polemiğe
getirdi. Topu da, Yaşar Hacısalihoğlu'na verdi. O ve müttefiki Ak
Parti milletvekili Abdullah Güler'in iş birliği ile İmamoğlu'na
"yargısız infaz" uygulamaya çalıştılar.
Yapılanın bilinçli olduğunu söylemeliyim. Önemli kuraldır; "akılda
kalan her zaman son cümlelerdir." Ahmet Hakan'daki tek değişim, 2-3
holiganı bu defa çağırmamasıydı. Eminim, önümüzdeki pazartesi
onları yeniden davet eder.
Huylu huyunda
Gelen tepkilerin, Hakan'ın geri adım atmasına sebep olduğunu sanmayın. CNNTÜRK başta, Demirören Medya'nın planlı programlı stratejisini anlamamak için "görme engelli olmak yetmez." Hele Ahmet Hakan'ın niyetini anlamamak imkânsız.
Aynı yolun kondüktörü gibi çalışan milletvekili Güler'in konuşmaları "ibret örneği." Söylediklerine bakıyorsunuz, YSK'ya çok yakıştığı inancındayım.
Sallamaları
Güler'in en büyük fiyaskosu da dinlemeden, incelemeden Uğur
Dündar'a sallamalarıydı. Tam o anda Dündar yayına telefonla
bağlandı. Uğur Dündar'ın doğruları ortaya koyan açıklamasından
birkaç noktayı kayda geçmek istiyorum:
* Ben moderatörlük teklifini kabul etmedim ki, reddetmiş olayım.
Zaten resmî bir teklif almadım.
* Adım geçtiği an spekülasyonlar başladı. Ben de bu işe hiç
niyetlenmedim.
* Toplum linç kültürü ile yaşıyor. Örneğin, Cumhurbaşkanı bana
telefon edince Yıldırım-İmamoğlu tartışmasını yönetmekten vaz
geçmişim! Sayın Cumhurbaşkanı beni hiç aramadı.
Uğur'un açıklamaları ona saldırıları engeller mi? Hiç sanmıyorum.
Çünkü toplum tam anlamıyla ayrıştırıldı. Siyaset artık holiganların
elinde...