Saat tam 08:18... Fox TV'de Çalar Saat'i izliyorum. Cep telefonuma mesaj geldi "Günaydın İstanbul. Ekrem İmamoğlu, İBB Başkan adayı." Doğrusu güzel düşünce. "Hayırlı olsun" dedim.
İsmail Küçükkaya iyi bilir, hayatım boyunca kime oy verdiğimi yazan biri olmadım. Belki de ilk kez bir ismi, İmamoğlu'nu beğendiğimi itiraf edeceğim. Alpay Özalan'dan dolayı dün uğradığım Birleşik Krallık'tan bir örnek daha vereceğim. "Leicester şampiyon olur" diyenleri örnek alacağım. Kaldı ki, Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı seçilme olasılığı Leicester'den çok daha fazla hâle geldi.
Önemli olan
İlk kez ben dile getirmiştim. Hatta, mutfaktaki yangın başlığını kullandım. Olmazsa olmaz gıda maddelerindeki "iniyor, düşüyor" palavralarına rağmen fiyat artışları hız kesmedi. Bugün Ak Parti şubesi gibi çalışan marketlerde şöyle bir dolaşın. A-101'de 2 litrelik en düşük kaliteli zeytinyağı 36,90 lira. Peynir, yumurta, beyaz et aynı şekilde. Tutana aşk olsun.
Bu acı tespite rağmen asgari ücret ve emekli maaşlarındaki artırım yüzde 15'lerde tutulacağı haberleri aymazlıktan öte. Bu gerçekler ortadayken, Ekrem İmamoğlu'nun kazanma şansı at yarışı tahminiyle yer değiştirdi. Sürprizden plaseye dönüştü. 31 Mart'a kadar da favori hâline gelebilir.
Yeter ki, mutfaktaki yangının evin tüm odalarına sıçradığı kişiler uykudan uyanabilsinler.