Unutuyor muyuz yoksa unutmak için bir şeyler mi yapıyoruz? Peki,
İstanbul’un tekrarlanan seçiminde sizin aklınızdan çıkmayan an
hangisi? Çok var biliyorum. Ama biri hep gözümün önüne geliyor.
Yok, o değil!
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay
Özilhan’ın “yıllardır tüm enerjimizi yiyip yutan
seçim maratonlarından hepimiz yorgun düştük” dediği konuşmasını
kastetmiyorum. Seçim ekonomisinden, yaratılan gerilimden şikâyet
etmişti.
Kastettiğim, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ertesi gün
çıkıp Özilhan’ı fırçalaması da değil. Öyle ya, Özilhan’ın
memnuniyetsizliğine Erdoğan çok sert tepki vermişti. “Ben sizin 12
yıl önce durumunuzu da, bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri
gelirse bunu teşhir ederim” diye tehdit bile etmişti. Yetmemiş “bir
hafta önce ziyaretime geldin, sizlerle neleri konuştuk? Bu
dolarlar, bu Avro’lar sizleri kurtarmaz” diye devam etmişti.
Erdoğan, Özilhan’ı mesela işçilerine düşük maaş verdiği için
eleştirmedi. Derdi, Özilhan’ın fabrikalarındaki çalışma koşulları
da değil. Erdoğan’ın Türk sermaye
sınıfının temsilcisi ile sorunu İstanbul
seçimleri. Özetle “size ne” diyor.