Cenazelerde yalnız ölüler mi gömülür? Yoksa birikmiş anılar da
kefenlenip bir daha açılmayacakmış gibi toprağa mı karışır?
Sezen Aksu’nun babasının son vedasını izliyordum.
Aksu, 3 buçuk yıl önce annesi Şehriban
Yıldırım’ın cenazesinde şarkıcı Mustafa
Ceceli’ye ezan okutmuştu. Babası Sami
Yıldırım için de aynı şeyi istemişti. Ama Ceceli
yurtdışındaydı. Ceceli, Fethullah Gülen gibi 90’lı
yıllarda ABD’ye yerleşen “sosyete şeyhi” Ahmet
Hulusi’nin takipçisiydi. Çareyi, ezanı bir kasete okuyup
Sezen Aksu’ya vererek buldu. Demek, boşandığı
eşinin özel hayatını ilgilendiren yatak
odası kasetini, geçen yıl milletin önüne
atarak iki kadının hayatını zehir
eden Ceceli’nin sesi çok
önemliydi!
Ah gizli çekimler, cemaatler, magazin kişileri ve bizim bitmeyen
hikâyemiz… Fethullahçıların ‘Yaman Dede’si
Haberlerde hep “emekli okul müdürü” yazıyordu ama öğrencileri neden
pek de ortada görünmüyordu?
Fethullahçılar ona “Yaman Dede”
diyorlar. Sebepsiz değil. Sezen Aksu’nun babası Sami Yıldırım, 1979
yılında İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcılığı’ndan emekli olmuş
bir öğretmendi. Erzurumlu Gülen de hareketinin temellerini İzmir’de
Kestanepazarı Camii’nde atmıştı. Yıldırım, Gülen’e inanan
müritlerinden biri oldu.
FETÖ için eğitim, “altın nesil projesi”nin en önemli ayağıydı.
Galatasaray Lisesi ya da Robert Kolej’in karşısına bir model olarak
İzmir’de Yamanlar Koleji’ni koydu. Kurucusu ve ilk müdürü Sami
Yıldırım’dı.