Barış Terkoğlu Cumhuriyet Gazetesi

Hangi damat: Berat mı, Selçuk mu?

Silivri Cezaevi’nde yan koğuştaki Yalçın Küçük ile her sabah telefonla konuşurduk. Telefon deyince aklınıza ahizesi olan bir alet gelmesin.

25 Temmuz 2019 | 9.711 okunma

 Her avlunun ortasında kanalizasyonla birleşen rögarların kapakları olurdu. Bu kapağa sert bir cisimle vurulunca öteki koğuştan duyulur, telefon çalmış olurdu. Bir kişi kanalizasyon boşluğuna doğru seslenirken öteki kulağını boşluğa uzatır, karşılıklı konuşma gerçekleşirdi. Kimi zaman çekilen sifonlarla kanalizasyonda hareketlenme olur, “hatlar dolu” diyerek konuşma kesilirdi.
Yalçın Hoca her gün gazeteleri erkenden okur, kupürleri keser, bir hikâyede buluşturur, sabah telefonunda da anlatırdı. Magazin haberlerini ayrıca önemserdi. Magazin haberlerine dudak bükenlere “magazin” kelimesinin etimolojisini anlatırdı. “Magazin”in “mağaza” ile ortak kökten geldiğini aktaran Yalçın Hoca, bir aydının teorisine göre “mağaza”dan istediğini alabileceğini söylerdi. Sahiden bahsettiği magazin hikâyeleri sonunda hep politikaya bir şekilde bağlanırdı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Erdoğan’ın ‘görüşmeyin’ dediği lider 02 Mayıs 2024 | 4.743 Okunma Ölen yine öldüğüyle kaldı 29 Nisan 2024 | 867 Okunma Uğur Dündar’ın babalık davası 25 Nisan 2024 | 6.268 Okunma Erdoğan görevi bırakmalı 22 Nisan 2024 | 4.755 Okunma Baskın yapılan evden çıkan hâkim 18 Nisan 2024 | 5.231 Okunma