Onun evde olduğunu biliyordu. Zira Ahmet
Kurtuluş ev hapsinde tutuluyordu. Bileğinde elektronik
kelepçe vardı. Polis kılıklı adam kimliğini sordu. Kurtuluş, “bir
saniye” diyerek içeriye gitti. Peşinden geldi. 5 yaşındaki oğlunun
önünde 8 kurşun sıktı. Kurtuluş, başına isabet eden kurşunla hayata
veda etti.
Türkiye, “FETÖ Borsası” denen rezaleti geçen perşembe akşamı
işlenen cinayetle bir kez daha konuşmaya başladı. Kurtuluş,
FETÖ’den sanık kaçırma suçlarının da işlendiği 69 sanıklı davada
yargılanıyordu. Fazla konuşmuştu. Belli ki daha da konuşacaktı.
Susturuldu.
Milyon dolarlar dönüyor
Aslında “FETÖ Borsası” yalnız muhalefetin bir suçlaması değil.
“FETÖ Borsası kurmuşlar” diyen Şamil Tayyar, henüz
AKP milletvekiliyken, “Milyon dolarlar dönüyor, itirafçı adı
altında işadamlarını serbest bırakıyorlar” diye devam etmişti.
Kastettiği Antep’ti, ama Türkiye’nin her yerinden benzer haberler
geliyordu. Bir ucunda FETÖ sanıklarının öbür ucunda yargının olduğu
davalarda aracılar kimdi? Tabii ki kimi siyasetçi, kimi hukukçu,
kimi mafya olan “hatırlı kişiler”.
Kurtuluş’un katli aklıma Metastaz’da yazdığımız bir dosyayı
getirdi. Ahmet Kurtuluş haberlerde
yazılmasa da “eski AKP İzmir İl Başkanı
Yardımcısı”ydı. Ve görülüyor ki AKP İzmir
teşkilatının sicili pek de temiz değil.