Güneydoğu'da Temmuz'dan bu yana yaşanan gelişmelerin Kandil'in
yeni stratejisinin doğrudan sonucu olduğunu aylardır
söylüyoruz.
Bu strateji, (1) Suriye Kuzey'i ile Güneydoğu'yu aynı model
üzerinden birleştirme, (2) bu birleşik alanı Kürt meselesinin
birleşik zemini ilan etme ve (3) bu alanda filli egemenlik ve alan
kontrolu kavgası verme şeklinde karşımıza çıkıyor.
Kandil, denetlenebilir gördüğü kimi “yerler”de özerklik ilan
edip, hendek siyasetiyle güvenlik kuvvetlerini müdahaleye davet
eden bir yol izlerken, bu “yerler”in “güvenlik
alanları”na dönüşmesine yol açtı.
Güvenlik alanı yumuşak bir tabir, aslında silahların, pusuların,
ölümün hakim olduğu savaş alanları demek daha doğru.
Savaş alanları sivil halkı da barındırıyorsa hak ihlallerine açık
alanlardır.
Örnekler ortada. Meslekten uzaklaştırılıp cezalandırılmış olsalar
da cesetleri yerde sürükleyen polisler, ırkçı söylemleri duvarlara
kazıyan memurlar, muhtemelen daha neler neler yapanlar…