Olan ve olması gerekenler, bir kez daha ters istikametlere
uçuşuyor. Suruç saldırısı sonrası pek çok başka ülkede, bir dönem
İspanya'da, son olarak Fransa'da olduğu gibi şiddete, teröre karşı
yek vücut olmak, farklılıkları unutup, siyasi tartışmaları bir
kenara itmek, bir araya gelmek gerekirken, tersi oluyor. Siyasi
aktörler birbirini suçluyor, basının çatışmacı tavrının da
katkısıyla koalisyon görüşmelerinin zemini bu yolla tahrip
ediliyor.
Olan bu…
Olması gereken ise AK Parti ve CHP arasında hızlı ve acil bir
uzlaşmadır. Bu iki parti, iki büyük farklı sosyolojik ve politik
kütle arasında kurulacak bir köprü, bir koalisyon şiddet
karşısındaki en büyük meydan okuma ve güvence olacaktır. Bu
uzlaşmada merkeze alınacak IŞİD meselesi dış politikadaki
uzlaşmanın ayaklarından birisi haline getirilmeye son derece
elverişlidir.
Devletin bölgeye bakışında revizyon ihtiyacı Suruç hadisesi sonrası
iyice ortaya çıktı.
Nedir revizyona ihtiyacı olan politika ya da değerlendirme?
Bir süre önce üst düzey bir yetkilinin gazetecilere verdiği, benim
de katıldığım bir brifingte, IŞİD tehdidi, devlet tarafından daha
çok bu örgütün Suriye'nin Kuzey Batısı'na, 4 milyon insanın
barındığı, nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bölgeye saldırması
ihtimaliyle ilişkilendiriliyordu. Böyle bir saldırı halinde ortaya
çıkacak göç dalgası Türkiye'nin altından kalkmayacağı bir durum
olarak değerlendiriliyor ve güvenli bölge arayışı böyle
gerekçelendiriliyordu. Bunun yanında 'üst düzey yetkili' IŞİD'le
mücadele için askere verilen direktifi