Gazetecilik mesafe değil, etkileşim mesleğidir. "Anlama-kavrama
mekanizmaları, toplumla temas, değer sistemlerini bilme günümüz
gazetecisinin olmazsa olmazlarıdır.
Kemalist, modernist ve kurucu bir formatlamaya sahip Türk basınının
soğuk savaş döneminden askeri vesayet evresine kadar en önemli
eksiği bu olmuştur.
Bizdeki hakim gazeteci modeli toplumun hakim değer sistemiyle
kavgalı, dolayısıyla toplumsal dip akıntıların ve beklentilerin iç
yüzünü kavramaktan ve yansıtmaktan uzak, asıl önemlisi diğerleri
içinde dar ve belli bir değer sistemini temsil eden, bunun
egemenliğinde ve bunun egemenliği için faaliyetini etik kurallara
bulayarak yapan bir aktör tipidir.
Bu gelenek öylesine derindir ki, bugün kendisine bağımsız gazeteci
diyenler bile, mesleki varlıklarını bu çerçevede sürdürürler.
Üstelik bunu ideal gazetecilik tanımı ve duruşunu tekellerine
alarak, kendilerine mal ederek yapmaya çalışırlar.
Bu gazeteciliğin bugünkü versiyonunun öne çıkan iki özelliği
var.
İlki, ülkenin kritik her eşiğinde egemen düzenle hemhal olarak
direnci temsil etmesidir. Bu anlayışın sol ya da sağ versiyonunun
arasında fark bulunmadığı gibi, bunların yerleşik düzenle
çelişkilerinin de bu açıdan bir önemi yoktur. İstemedikleri, makbul
bulmadıkları toplumsal, siyasal kesim ve değerlerden gelen her tür
yeni talep, istek, bu gazeteci anlayışının şüphe ve tepkiyle
karşıladığı bir durum olmuştur.
28 Şubat dönemi ve muhtırası iyi bir örnektir.
Bu gazeteci türü 1990'lı yılların işaret ettiği toplumsal
hareketliliği, dönüşümü, bunun yarattığı kıvılcımları görmediği
gibi,