Terör eylemleri, özellikle savunmasız sivillere yönelen,
gündelik hayatı savaş meydanı haline çeviren eylemler pek çok
açıdan ciddi sonuçlar üretiyor.
Özgürlük alanı meselesi bunlardan birisi...
11 Eylül 2001 sonrası güvenlikçi dalganın özgürlük alanı ne denli
daralttığını yaşadık, kalıcı etkilerini hala soluyoruz.
Bu tür eylemler açık topluma yönelince, o toplumun içine
kapanmasına yol açıyor, “kuşkucu ve güvenlikçi” bir ruh halinin
filizlenmesine zemin hazırlıyor.
Bugün Fransa'da bu çerçevede iki dizi büyük çelişki yaşanıyor.
İlki şu: Özgürlük ve güvenlik arasında birincisinin şemsiyesi
altında ilişki kuran bir toplum, terörün gündelik hayata sızmasıyla
şemsiyeyi hızla terse çeviriyor. Özgürlüğün korunması için
güvenliği öne alıyor, bunun için özgürlüklerin kısıtlanmasını
benimsiyor. Bu, elbet şaşırtıcı değil, yaşanan felaket, karşı
karşıya kalınan travma karşısında kaçınılmaz bir durum.