Toplumların yaşamında süreklilik esastır.
Yaşanan siyasi, kültürel her değişim böyle bir süreklilik
çerçevesinde vücuda gelir.
Hatta fazlası…
Süreklilik, toplumsal değişimin mayasını oluşturan en önemli
unsurun, toplumsal farklılıklar arasındaki rekabet ve çatışmanın
hakemi ve düzenleyicisidir.
Sürekliliğe meydan okuyan her gelişme, her siyasi kopuş,
toplumlarda, düzenleyicisi, hakemi bulunmayan, şiddetli ve doku
bozucu sarsıntılar yaratır.
Türkiye yıllarca bu tür sarsıntılara mahkum oldu, bu sancıyı
hissetti...
Bu sancı, kesişmelerine hemen hiçbir şekilde müsaade edilmeyen,
biri verili diğeri yerli iki farklı medeniyet projesinin
kavgasından kaynaklandı.
Ve yaşanan çatışma, verili olanı da, yerel olanı da içinden
parçaladı.
Bugün nasıl bir noktadayız?